Abdullah Gül: Şeffaflık ve demokrasinin standardı...

Abdullah Gül Cumhurbaşkanı seçildi ve ilk konuşmasında "hukuk devleti" dedi.
"Yasadışı yapılanmalara" karşı çıktı. 1 Ekim 2007'de, TBMM'nin "yeni yasama yılını açış konuşmasında" aynı konuya girdi. "Örgütlü suçlarla" mücadele istedi.

HUKUK DEVLETİ
Cumhurbaşkanı Gül'e "bunları hatırlattık." Konuşmalarında "bu tür işlerin takibini, kime ve nereye kadar uzanırsa uzansın, mutlak üstüne gidilmesi gerektiğini" söylemişti.
"Efendim" dedik:
- Durum nedir?.. Operasyon üstüne operasyon... En son da Ergenekon.

FAİLİ MEÇHUL
Cumhurbaşkanı:
- Maalesef Türkiye'de zaman zaman, kanundışı otoriteler, kendilerinde güç bulmuşlar... Çeşitli seviyelerde.
- Bazen adi olaylarda rol almışlar... Bazen de siyasi bağlantılar oluşturmuşlar.
- İşte onun içindir ki, faili meçhul cinayetler deyimi, bir klişe haline gelmiş... Maalesef durum bu.

DEMOKRATİK STANDART
Böyle gelmiş böyle gidecek mi?
Bu işlerde "sebep ve sonuç" ilişkisi nedir? Ve nasıl çözülecektir?
Abdullah Gül:
- Türkiye'de demokrasinin standartları yükselmeye başlayınca... Demokrasi daha şeffaf hale gelince... Kamu adına güç kullanan ve para harcayan herkese, yeri gelince, hesap verme mecburiyeti getirilince, bazı şeyler değişmeye başladı.
- Türk demokrasisi çok güçlendi ve derinleşti.
- Geçen yıl bazı büyük cinayetlerin soruşturmasında sonuç aldık.
- Failler hemen yakalanabilmişse, bu emniyet teşkilatının büyük başarısıdır.

HESAP VERMEK
Cumhurbaşkanı:
- Devletin dışında hiç kimsenin güç kullanamayacağını herkesin çok iyi bilmesi gerekir... Herkes bir gün kanun önünde hesap verebileceğini bilmeli... Bu bilinince, sözünü ettiğiniz üzücü olayların kesileceğine inanıyorum.

TÜRKİYE'YE YAKIŞAN
Abdullah Gül, 2002 seçimlerinden sonra, kısa bir süre Başbakanlık yapmıştı.
Sözü "o döneme" getirdi:
- Hablemitoğlu cinayeti işlendi... Çok ilgilendim... Çok talimat verdim... Üstünde durdum... İstiyorum ki ülkemde tek bir faili meçhul olay kalmasın... Faili meçhul deyimi artık ortadan kalksın... Türkiye'ye yakışmıyor.