Kanadoğlu: Sorun siyasi partilerde

Onursal Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, ''Anayasaya baktığımızda kendisinin ortadan kaldırılması için verilmiş bir yetkiyi göremezsiniz. Ancak 175. maddede nasıl değiştirileceği kurallara bağlanmıştır. Bu kurallar içinde gerekli değişiklikleri yapmak mümkündür'' dedi.

Kanadoğlu, Atatürkçü Düşünce Derneği Adana Şubesi'nce düzenlenen ''Anayasa Üzerine Görüşler'' konulu konferansa katıldı.Kanadoğlu, burada yaptığı konuşmada, yeni anayasa tartışmalarının önce ''sivil ve yeni'' sözleriyle başladığını, daha sonra ''renksiz, ideolojisiz, Atatürk ilkelerinden arındırılmış'' bir anayasadan söz edildiğini iddia ederek, ''İlk sivil anayasa 1924'te yapılmıştı. Renksiz, ideolojisiz bir anayasadan ise söz etmek mümkün değil. Çünkü her anayasa devletin kuruluş felsefesini yansıtır, gelecek nesillere hedef gösterir'' dedi.

''Anayasayı Atatürk ilkelerinden arındırma düşüncesinin bir hayalden ibaret olduğunu'' ifade eden Kanadoğlu, Türk halkının böyle bir girişime izin vermeyeceğini söyledi. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin yeni anayasa yapamayacağını savunan Kanadoğlu, hiçbir anayasanın kendisinin yok edilmesine izin verecek formda hazırlanmadığını belirterek, ''Anayasaya baktığımızda kendisinin ortadan kaldırılması için verilmiş bir yetkiyi göremezsiniz. Ancak 175. maddede nasıl değiştirileceği kurallara bağlanmıştır. Bu kurallar içinde gerekli değişiklikleri yapmak mümkündür'' dedi. Kanadoğlu, şunları söyledi:

''Anayasanın 6. maddesinde hiçbir organın anayasadan almadığı yetkiyi kullanamayacağı belirtiliyor. Artık yeni bir anayasa sevdasından vazgeçildiğini duyuyoruz. En yetkili ağızdan yeni bir anayasa niyeti olmadığı, kapsamlı değişiklik düşünüldüğü söylendi. Yeni bir anayasa yapmaktan vazgeçen iktidar. Birden bire kapsamlı değişiklik yapmayı da erteleme ihtiyacı duydu. Daha kolay, daha çabuk bir sonuca ulaşabilmek için bir başka partiyle anlaşarak, ortaya bir küçük anayasa değişikliğiyle çıkma peşinde görülüyor. O zaman sormak gerekir. Yepyeni bir anayasa düşüncesiyle ortaya çıktıktan sonra bunu kapsamlı bir değişikliğe indirgeyen ve en sonunda 2 maddede değişiklikle yetineceğini söyleyen iktidarın amacı sadece türbana özgürlük müdür?''

Türkiye'de türbanın değil, ''dinin siyasete alet edilerek, türbanın da bu konuda simge olarak kullanılmasının'' sorun olduğunu iddia eden Kanadoğlu, ''Kutsal kitabımızda belirtilmeyen bir örtünme biçimini önce dinsel simge haline getireceksiniz ve bunu da siyasi simge olarak kullanarak çıkar sağlayacaksınız. Bunun adı hiç kuşkunuz olmasın dinin siyasete alet edilmesidir'' diye konuştu.

Anayasada, devletin bağımsızlığı, bölünmez bütünlüğü, millet egemenliği ve laik cumhuriyet ilkesine aykırı davranan partilerin kapatılmasının öngörüldüğünü anlatan Kanadoğlu, Türkiye'de çok sayıda siyasi parti kapatılmasının sorumlusunun anayasa değil, anayasaya aykırı davranan siyasi partiler olduğunu savundu.

Kanadoğlu, ''Siyasi partiler ya bu ülkenin çağdaş, uygar, Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda, ekonomik, siyasal, sosyal yönden ilerleme vasıtası olacaklardır ya da bu siyaset alanını terk edeceklerdir. Bunun başka türlü bir açıklaması olamaz'' dedi.

Konuyla ilgili Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın anımsatma ve uyarı niteliğindeki söylemlerinin iktidar tarafından tepkiyle karşılandığını savunan Kanadoğlu, ''Siz bu uyarıları kendi işinize müdahale olarak görürseniz, bundan sonra nelerle karşılaşacağınızı da hesap etmeniz gerekir. Bu ülkede kesinlikle bilinmelidir ki anayasa dışında, anayasanın laiklik ilkesini ortadan kaldıracak biçimde eylemlerde bulunan siyasi partiler, anayasada gösterilen yaptırımlarla mutlaka karşı karşıya kalacaklardır'' diye konuştu.

Kanadoğlu, anayasanın 140, 144, 159. maddelerinin yargının bağımsızlığını engellemesi nedeniyle değiştirilmesi gerektiğini de belirtti.Daha sonra, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Birgül Ayman Güler de konuyla ilgili bir konuşma yaptı. Konferansı, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak, Adana Barosu Başkanı İbrahim Gazioğlu ve çok sayıda davetli dinledi.

AA