Kolay ve zor
Özge AYDIN - Fulya UGAN /SABAH İNTERNET
Turkcell Süper Lig'de şampiyonluk mücadelesi veren Beşiktaş, lig sonuncusu Kasımpaşa karşısında 2-0 yenik duruma düştüğü karşılaşmayı 4-2 kazandı.
KAZIM KANAT: İŞTE DELGADO BU (SABAH)
Önce Beşiktaş için güzel şeyi söyleyeyim. Dakika 20: Beşiktaş 2-0 mağlup. Dakika 35: durum 2-2. Ve müthiş final; Beşiktaş galip. İşte Beşiktaş bu yürekli futbolu ile şampiyon olur. Bu maçın mesajı budur.
Beşiktaş savunması, rakip ataklarda sanki golü yemiyor, attırıyor. Özgür Öcal'ın attığı gol bir hediye. Kasımpaşa'nın atamadıkları ise şanssızlık değil beceriksizlik.
Hani diyorlardı ya, "Holosko kapanan savunmaların arasında kaybolup gider. O geniş alan topçusu" diye. Bu görüş bir ölçüde doğru. Ama Holosko çok geniş alanlar da buldu. Önüne atılan topa da gitti, savunmaya yardıma gelip, aldığı toplarla hücuma da çıktı. Ama sorun şurdaydı: Holosko'nun çizgide başlattığı koşulara hiç kimse destek vermedi. O da çizgide oynamakta ısrar edince gol bölgelerinde gözükmedi. Ama her şeye rağmen pres yaparak orta sahayı rahatlattı.
Maçın en özel bölümünü sona bıraktım. Mathias Delgado, Türk futbolunun geç anlaşılan starı. Artık şu bilinsin ki Delgado, F.Bahçeli Alex gibi serbest oynamak zorunda. Serbest oynadığında maça damgasını vuruyor. Attığı gol bir ustanın atacağı goldü. O gol estetik olarak güzeldi ama en değerli goldü.
AHMET ÇAKAR: KAZANMASINI BİLİYOR (SABAH)
Dün gece Beşiktaş daha 20 dakikada iki gol yiyip, mağlup durumda olmasına rağmen kazanmasını bildi.
Dün geceye baktığımızda müthiş bir ofans gücü ama eleştirilecek, tuhaf, komik ve düşündürücü defans hataları da vardı. Yenilen gollere bakın. İlkinde İbrahim Toraman kesin hatalı. İkincisinde de ne yaptığını bilmez bir defans ve kolektif bir hatayla gelen gol.
Hakem Aytekin Durmaz'ı çok iyi bulmadım. Maçın başında ceza alanı dışında Barbaros'un elle oynayışını görmesi doğru karar. Ama sarı kartı unuttu. Yine ilk yarıda bizce Kasımpaşalı Faruk ceza alanında kasten elle oynadı, karar penaltı olmalıydı. Beşiktaş'ın 4. golü açık ofsayt. Nobre'nin volesi hemen bir metre önündeki Holosko'ya çarpıp gol oluyor. Açık ofsayt.
FATİH DOĞAN: TRANSFER ŞART (FOTOMAÇ)
Beşiktaş-Kasımpaşa maçının özeti şudur. Beşiktaş şampiyon olmak istiyorsa 3 yıldır dillendirilen ancak bir türlü yapılmayan kaliteli, lider stoper transferini yapmak zorunda. Bu fikrimiz Zago ve Ronaldo gittikten sonra değişmedi, değişmeyecek.
Yönetim, Ertuğrul Sağlam'ı zorda bırakmamak için dile getirmediği stoper işini bir an önce bitirmeli. Aksi takdirde Beşiktaş buradan yara almaya başlar. Hiç kimse "Gökhan Zan iyileşti, Baki form tuttu, İbrahim Kaş yetişti" gibi bahaneler uydurmasın. Bu takımın dün görüldüğü gibi sakatlık, hastalık, cezalı duruma düşme gibi anları için geniş kadroya ihtiyacı var. Üstelik bu takımın sorunsuz jokeri Koray Avcı gönderildikten sonra ihtiyaç katlanmıştır.
Maçın analizi iyi yapılmalıdır. Beşiktaş'ın hücuma dönük oyuncu zenginliği kıvamına ulaşmıştır. Arkadaşlık, rekabet ve performans artışı sağlanmıştır.
TURGAY DEMİR: KOLAY VE ZOR (FOTOMAÇ)
Beşiktaş'a karşı öne geçmek kolay, önde kalmak zor. Bu sezon geriye düştükleri birçok maçı kazanmayı bildiler, dün gece olduğu gibi.
Beşiktaş savunması inanılmaz hatalar yapıyor. Sakatlık ve kart cezalıları nedeniyle Ertuğrul hoca 3 İbrahim' li savunma ile başlarken, "Gol yesek de, yediğimizden fazlasını atarız" düşüncesindeydi.
Beşiktaş savunmasının zaaflarını değerlendirmek için önde bastı. İlk 20 dakikada gerçekten stratejilerini çok iyi uyguladılar. Eğer Cisse ve Tello'nun müthiş futbolları olmasa Beşiktaş'ın bu baskıdan bu kadar az hasarla kurtulması mümkün olmazdı.
Gecenin adamı Tello ikinci ortasını Cisse'nin kafasına nişanladığında skor eşitlenirken, Kasımpaşa da başına gelecekleri anlamaya başlamıştı.
İLKER ATEŞ: BİR DAHA ASLA (FOTOMAÇ)
Koray eğer gönderilmiş olmasa Beşiktaş üçlü defans oynar mıydı? Yanıt: Kesinlikle oynamazdı. Koray kalmış olsa, dörtlü defans oynayacak Beşiktaş, Kasımpaşa'dan ilk 20 dakikada 2 gol yer miydi? Yanıt: Asla yemezdi. Bir soru daha... Beşiktaş bu maçı üçlü defansla, Kasımpaşa değil de şampiyon adayı takımlardan herhangi birisiyle oynasa ilk 45 dakika ne olurdu? Yanıt: Beşiktaş daha maçın yarısında kalesinde beş gol görürdü.
Ertuğrul Sağlam ve Beşiktaşlı yöneticiler, alım-satım işlerinde rakipleri kadar becerikli olamadıklarını kabul etmek zorundalar. Son söz... Mecbur kalsa bile Beşiktaş'ın üçlü defans oynayacak, üç adet yeterli savunma oyuncusu yok. Demek ki oraya acil transfer!
KORKUT GÖZE: ZENGİN VE YOKSUL (HÜRRİYET)
BEŞİKTAŞ, kesesine, huyuna ve kafasına uygun adam bulmakta geciktiği sürece hep böylesine komik goller yiyecek.
Ve bu kötü alışkanlık, Beşiktaş'ın başını bir gün belaya sokacak.
İlk dakikada yedikleri golü anlatmaya hiç gerek duymuyorum. Daha önceki haftaları ve golleri gözlerinizde canlandırın... Onların bir benzeri. Hatta kopyası!
Önümdeki kadroya baktıkça ürperiyorum. Bir maçta üç yabancı santrfor oynatma zenginliği yaşayan Beşiktaş, hala bir savunma adamı transferinde saç baş yolduruyor. Ve ateşle oynuyor.
Delgado'ya yine bir paragraf açmam gerekiyor. Attığı 3. gol nefis bir şeydi. Herkes gibi tadı damağımda kaldı. Ancak, anlatmam mümkün değil. Görerek yaşanır...
Farklı bir huyu, sıcak karakterini aynen yansıtıyor Delgado'nun. Hiç bencil değil. Ayağındaki topu en iyi şekilde değerlendirmeye özen gösteriyor. Gözü, hep yanında koşan arkadaşlarında. Bu diyaloğu hiç kesmeden doksan dakikaya yayıyor.
ERMAN TOROĞLU: ZEVK VERMİYOR (HÜRRİYET)
Şimdi size bir şablon çiziyorum. En ileride Bobo ile Nobre. Sağ dışta biraz geride Holosko, sol dışta biraz geride Tello, bunların biraz gerisinde Delgado. Karşındaki rakip Kasımpaşa olursa bu görüntüyle 2-0'ı 4-2'ye çevirirsin. Ama biraz direnen, biraz topu iyi kullanan takımla oynarsan, zor çevirirsin. Seni perişan ederler.
Cisse, dengeli oynuyor, iyi vazife yapıyor. Hem toplu, hem topsuz oyunda çok faydalı olmaya başladı.
Sinan'la Ertuğrul geçtiğimiz iki haftada dediler ki: "Konya çok soğuktu. Ankara buz tutmuştu. Ondan kötü oynadık. Allah'tan buz tutmadık." Peki dün gece rakip özellikle de Kasımpaşa olunca bu kötü futbolu neye bağlayacaklar merak ediyorum.
Beşiktaş iyi oynamıyor. Kazanıyor, tamam ama maça gelen seyirciye göz zevki ve seyir zevki vermiyor.
Bu Kasımpaşa takımı Türkiye Süper Ligi'nde oynuyor. Eğer o FIFA'nın söylediği ve bizim Futbol Federasyonu'nun yapamadığı veya özellikle yapmadığı özel statü olsaydı, bu ligde oynayabilir miydi? Hayır.
ATİLLA GÖKÇE: GAFLET VE ÖFKE (MİLLİYET)
Ertuğrul Sağlam'ın çaresizlikten(!) üçlü savunma denemesi bu gafletin en önemli nedeniydi. İbrahim Toraman'ın her şey olabileceği ama asla bir libero olamayacağı anlaşıldı (Gel de Koray'ı arama). Sağlam ne yapıp etmeli 2. yarıda nasıl dörtlü savunma oluşturduysa maça da öyle başlamalıydı.
Beşiktaş'ın kendi sahasında oynamasına rağmen bazı maçlarda şoka uğrayabileceğini tahmin edebiliriz. Daha ısırgan ve savaşçı bir orta alan karakteri Beşiktaş'ın en büyük eksiği...
Maçın üç yıldızı var. İki golde asistleri yapan Tello, maça enerjisini, çabukluğunu, hırsını, tekniğini koyarak bir de nefis gol atan lider Delgado. Sıkı durun; Beşiktaş'ın 3. yıldızı 2 golün sahibi Nobre. Hemen söyleyeyim... Çalışkanlığı, presi, arkadaşlarıyla yardımlaşması yanında takımın hücum kimlikli oyunu da göreceksiniz Nobre'yi daha da parlatacak. Sağlam'ın ağır ve formsuz Bobo da ısrar edip Higuain'e şans vermemesi bir ihmal mi acaba? Bilmem ki!
ATIF KEÇECİ: İYİ Kİ TELLO VAR (ZAMAN)
Beşiktaş'ın, Süper Ligin ikinci yarısının ilk iç saha maçındaki rakibi Kasımpaşa kağıt üzerinde kolay bir rakip olarak gözüküyordu. Kadro eksikliği bile dezavantaj olarak değerlendirilmiyordu.
Takımın ateşleyicisi Tello, bu işlerdeki baş aktördü. İlerleyen dakikalar rakip takımın kabusu olmaya başladığında, gol yine Tello çıkışlıydı. Bu defa golün ismi, 18 dışından düzgün bir vuruş yapan Delgado idi. Nobre ile gelen 4. gol takımı rahatlatmış, tribünleri neşeye boğmuştu. Korkulu başlayan maç yenilen iki gole rağmen gösterilen azimle kazanılmış ve 3 puan daha haneye yazılmıştı. Bunca bilmişin çuval dolusu parayı sokağa attığı Beşiktaş Kulübü'n de, Tello'yu bulup sadece 800 bin EURO'ya transfer eden Fikret Demirer'e herkes teşekkür etmelidir.
SANLI SARIALİOĞLU: İŞİ DELGADO BİTİRDİ (YENİ ŞAFAK)
Tamamdır anlaşılmıştır, bu Beşiktaş "Gol yemeden gol atmam" diyor. Bravo Büyük takım işte böyle olur! Rakibe avans vermeyen büyüğe ben büyük dermiyim!
Kartal'ın 14 dakikada iki gol atıp dengeyi sağlaması elbette alkışlanacak bir olay. Ancak daha sonra üçüncü gol için 69. dakikaya kadar beklemeleri de ayıbın ötesi. Delgado'nun o müthiş güzellikteki vuruşu olmasaydı, Kasımpaşa kilidi acaba nasıl açılırdı.
Beşiktaş, doludizgin gidiyor, kolay pozisyona giriyor ama kolay da pozisyon veriyor. Defansını sağlamlaştırmazsa hüsrana uğrar.
Bu arada hemen belirtelim Beşiktaş'ın dördüncü golü de çok net bir biçimde ofsayt. Orta hakem ve yardımcı hakem bunu atladılar.
ŞANSAL BÜYÜKA: İKİ AVANS DÖRTTE BİTER (AKŞAM)
Mahalle maçlarının vazgeçilmez raconudur...
Rakibi küçük mü görüyorsunuz...
"Al sana iki avans" dersiniz...
Sonra golleri sıralarsınız...
Beşiktaş'ta rakibin Kasımpaşa olduğunu görünce adeta böyle bir avansla başladı maça...
Beşiktaş'a stoper arayanlara dünkü maçı gördükten sonra yürekten katıldım...
Ama dünkü maç ölçüyse bir stoper de yetmez...
Sağıyla soluyla, göbeğiyle yeni bir savunma lazım Beşiktaş'a...
Beşiktaş'ın en büyük şansı, karşısında Kasımpaşa gibi bir takımın olmasıydı...
Görünen o ki Beşiktaş'ın hücumda sıkıntısı yok...
Ama savunmada derdi çok...
Yayın tarihi: 20 Ocak 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/01/20//haber,07DDD5BB377E4098AEE3A9202BD47F71.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.