Dünyada artık her şeyin bireye özel ihtiyaçlara göre düzenlendiği bir çağda modernlik, bir otel odasının çekmecesinde Kuran ve kıbleyi gösteren bir ok işaretinin yanı sıra stereo CD player, iPod'u bağlayabilecek bir girişin de bulundurulmasıdır. Bunun aksi dayatmaya girer..
Emre Aköz gibi sosyoloji eğitimi almış, ayrıca bu konuya meraklı ve durmadan okuyup kendini geliştiren biri için bugünün Türkiye'si, belki her zaman olduğundan çok daha ilginç, heyecanlı ve merak uyandıran gelişmelere gebe... Emre'nin heyecanını anlıyorum. Gözlemlerini de çoğu zaman ilgiyle okuyor, bilgileniyorum. Ama her zaman değil. Şöyle demiş Emre Aköz geçen gün "Otel lavabosunda abdest alınır mı?" başlıklı yazısında: "Büyük kentlerdeki; alışveriş merkezi, müze, konser salonu, otel gibi ortak kullanım mekânları da bu ihtiyaçlara uygun olarak yapılmalı ya da yeniden düzenlenmeli. Bir misal: Geçenlerde, Malezya'nın başkenti Kuala Lumpur'daki, 'hip' denilen ultra-modern bir otelde kaldık. Odadaki masanın çekmecesinde, cildi çok şık bir Kuran ve hemen yanında 'kıbleyi' gösteren ok işareti vardı. İşte bu kadar basit!" Kusura bakma Emre, ama o kadar basit değil. Muhafazakâr modernleşme sürecini kazasız belasız atlatmak için neden çekmecemizde kubleyi gösteren bir ok ve şık bir Kuran'a ihtiyacımız olduğunu ben anlamıyorum. Belki bir kez daha anlatmalısın. Dünya bugün 'customized' yani her şeyin bireye özel ihtiyaçlara göre düzenlendiği bir çağda. Otomobil alırken, televizyon alırken, hamburger alırken her şeyi kendiniz belirleyebiliyorsunuz. "Turşu olsun, sos olmasın, hardal olsun, ekmeği çavdarlı olsun..." Kafede kola söylerken bile "Diyet olsun, buzsuz limonlu olsun," diye tercih ediyoruz. Sanırım kişinin tercihlerini bu kadar detaylı bir biçimde ifade etmesine ve dilediği ürünü dilediği gibi tüketmesine kimsenin itirazı yok. Çağdaş dünya, hayatı 'kişiye özel' (customized) hale getirirken otellerdeki çekmecelere kıbleyi gösteren ok ile Kuran koymak kimse darılmasın dayatmadır, genelleştirmedir. Bir grup insanın başka bir grubu kendi bildiği ve anladığı tarzda yaşamaya, davranmaya ve düşünmeye mecbur tutmasıdır. En azından bunun sembolüdür. Aynı örnekten gidelim. Ben dindar değilim. Muhafazakâr değilim. Bir otelde kaldığımda, içinde Kuran olan bir çekmece istemiyorum. Tatile gitmişim, denize girip eğleneceğim, içki içeceğim, coşacağım... Çekmeceyi açıyorum Kuran. Dolabı açıyorum seccade... Bu tip şeyler, otelin hizmet yelpazesinde mutlaka bulunmalı, ama tercihli yani seçmeli olmalı. Herkes çekmecesinde ne olacağına kendi karar verebilmeli. Ve verebilir. Modernlik budur. Ben sıkı bir stereo CD player, üzerinde iPod'umu bağlayabileceğim bir giriş ve iki adet JBL speaker istesem... Söz veriyorum, ayaklarımı kendi otel odamda yıkayacağım.
Yayın tarihi: 13 Ocak 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/01/13/pz/haber,5C0660212BB34FB79695A56FAF6A320B.html
Tüm hakları saklıdır.