Baykal: Kimsenin kimliğini yok saymayacağız
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Türkiye Cumhuriyeti'nin bir ırk, kan, kafatası cumhuriyeti olmadığını kaydederek, her insanın, özgürce, kimliğini saklamaya gitmeden, mahcup olmadan "Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım" diyebilmesi gerektiğini söyledi.
"TÜRKİYE IRK, KAN, KAFATASI CUMHURİYETİ DEĞİLDİR"
CHP lideri Baykal CHP İstanbul İl Başkanlığı'nın açtığı "Parti Okulu"nun ilk dersinde öğrencilere demokrasi ve siyaseti anlattı. Siyasetin, toplumsal boyutu ön plana alan bir uğraş olduğunu vurgulayan Baykal, "Siyaset transatlantik bir iştir" dedi. Baykal, herkesin belli bir dinin, etnik kimliğin içine doğduğunu söyleyerek, Türkiye Cumhuriyeti'nin bir ırk, kan, kafatası cumhuriyeti olmadığını kaydetti.
"Türkiye Cumhuriyeti, bir siyasi bilinç cumhuriyetidir. Kimse sana Türkiye Cumhuriyeti'ni dayatma durumunda değildir. Kimse de, Türkiye Cumhuriyeti'ni bir din veya ırka indirgemek durumunda değildir" diyen Baykal, hangi ırk, etnik yapıdan gelinmiş olursa olsun herkesin eşit haklara sahip olduğunu dile getirdi.
Baykal, her insanın, özgürce, kimliğini saklamaya gitmeden, mahcup olmadan "Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım" diyebilmesi gerektiğine dikkat çekti. Türkiye Cumhuriyeti'ni kuranların bu bilinçle devleti kurduğunun altını çizen Baykal, Cumhuriyetin projesinin, kimliklere bir saygı anlayışı içinde bir millet inşa etmek projesi olduğunu belirtti.
"CUMHURİYET PROJESİNİN AMACI, KİMSENİN KİMLİĞİNİ İNKAR ETMEK DEĞİLDİR"
Baykal son günlerde yaşanan sıkıntıların temelinde büyük inşa projesindeki sıkıntıların bulunduğunu anlatarak, "Bu proje, yapılanma, ortaya çıkarken, ırk, kafatası ön plana alınmamıştır. Atatürk, etnik ve ırki kimliklere indirgemeyi reddederek, bu topraklardaki herkesin Türk milletini oluşturduğunu söylemiştir" diye konuştu.
Türkiye'nin vatandaşları arasında Arnavut, Çerkez kökenliler olduğu gibi Kürt kökenli vatandaşların da bulunduğunu vurgulayan Baykal, herkesin, aynı fırsat ve güçlükleri, aynı mutsuzluk ve sevinçleri yaşadığını bildirdi. Baykal, Cumhuriyet projesinin amacının kimsenin kimliği ortadan kaldırmaya, kimlikleri inkar etmeye yönelik olmadığına işaret ederek, "Tam tersine, Cumhuriyet projesinin amacı, kimliklere saygı çerçevesinde oluşuyor. Herkes kimliğini ne kadar önemsiyorsa, o kadar sahip çıkar. Ama devlet, etnisiteyi dini görmeyecektir, asla bir din, etnik kimlik devleti olmayacaktır" dedi.
"DEVLETİN GÖRECEĞİ TEK IRK; İNSAN IRKIDIR"
Kimsenin etnik kimliğinin, devlete bir tehdit olmadığına dikkat çeken Baykal, devletin de, kimliği sorgulamayacağını söyledi. "Devlet, kimliği sorgulamadan, karşısındakini insan olarak görecektir. Cumhuriyette ırkçılık yoktur. Bizim Cumhuriyetimizde, devletin göreceği bir ırk vardır. O da, insan ırkıdır, bunu esas alır" diyen Baykal, devletin, insanın ekonomik, toplumsal taleplerini görmesi gerektiğini kaydetti.
"LAİKLİĞİ AYAKTA TUTAN KURUMLAR YOK OLMAYA BAŞLARSA SIKINTI YAŞANIR"
Baykal, ortak bir siyasi bilinç inşasının zorunlu olduğuna işaret ederek, farklı kimliklerin ön plana geçtiği demokrasilerde ciddi sıkıntılar yaşandığını belirtti. Demokratik vicdanın, özgür bilinç ve özgür inanç gerektirdiğini vurgulayan Baykal, "Din kavramlarının egemen olduğu bir toplumsal yapıda siyaset yapıyoruz demek, siyasi süreçlerin sıkıntıya girmesine neden olur. Ortaçağ, işte bu sıkıntılarla savaşmış bir dönemdir. Şimdi bu ayrımların kaybolmasına yönelik bir yapının oluştuğunu görüyoruz" diye konuştu.
Laikliğin sadece, kural ve yasalarla ayakta tutulamayacağını vurgulayarak, bunun için, siyasi bilincin gerektiğini ifade eden Baykal, "Hele bir de laikliği ayakta tutmak için var olan kurumlar da yok olmaya başlarsa o zaman bu bizi sıkıntıya sokar" değerlendirmesinde bulundu. Baykal, Türkiye'nin, inanç özgürlüğü olan bir ülke olacağını vurgulayarak, inanç özgürlüğünün, din kavramlarını kurumlara sokmadan gerçekleştirmek gerektiğini, Ortaçağa ait sorunları yaşamamak gerektiğini kaydetti.
Devletin, kimseye, inanç ve düşünce dayatma hakkı olmadığının altını çizen Baykal, "Devletin, insanı tanımlama hakkı yoktur. Devlet, insanın, fiziğine, inancına, düşüncesine saygı gösterecek. Devlette, işkence, eziyet olmaz" dedi.
Din ve demokrasinin, devletin kutsal kavramları olduğunu belirten Baykal, bu kavramların aynı zamanda devletin düşmanı da olduklarını söyledi. "Çünkü, kutsal kavramlar, insanları çeken, insanın 'Hayır' diyemeyeceği şeylerdir. Mesela din istismarı diyoruz. Neden din istismar ediliyor. Çünkü, çok kutsal ve çekici bir kavramdır. Aynı şekilde demokrasi de öyledir" diye konuşan Baykal, kavramlara teslim olmak yerine kavramların sorgulanması gerektiğini vurguladı.
"SANAL AZINLIKLAR YARATMAK, İLERİCİLİK, SOLCULUK DEĞİLDİR"
Artık sendikaların, emeğin hakkı söylemlerinin, işsizliğin unutulduğuna işaret eden Baykal, globalleşme ve küreselleşmenin konuşulduğunu, bilim, teknoloji ve ekonomik boyutlarda olağanüstü sıçramalar yaşandığını belirterek, buna rağmen hem ülkeler hem de dünya boyutunda, yoksulluğun, işsizliğin ve hastalıkların yok olmadığına dikkat çekti.
Tüm bu sorunlar devam ederken, solun gündeminin etnik kimlik olduğunu aktaran Baykal, etnik kimlik kavgasını ilericilik sanan bir zihniyetin doğduğunu söyledi. Baykal, demokrasi adına, ülkede sanal azınlıklar yaratmanın ilericilik, solculuk olarak kabul edilemeyeceğini ifade ederek, "Biz birbirimizden koparacak, geride kalmış ayrışmaları gündeme getirecek çabayı, ilerici, solcu bir çaba olarak görmüyoruz bu tuzağa düşmemek lazım" diye konuştu.
"ALEVİLER VE KÜRTLER 'AZINLIK DEĞİLİZ' DİYOR"
Türkiye olarak, bu tür dayatmalar ve faturalara maruz kalındığını söyleyen Baykal, Türkiye'de, konulan faturaları ödeme hevesli olan çevrelerin de bulunduğuna işaret etti. "Mesela, Aleviler, azınlık olarak gösterilmek isteniyor. Aleviler, azınlık olmadıklarını söylediler. Kürtler de aynı söylem için "Hayır, azınlık değiliz" dediler. Bu tuzaklara düşmemek lazım" diyen Baykal, milli ve dini duyarlılıkların paralel ilerlediğini ve Türkiye'de, kritik dönemlerde bu iki unsurun karşı karşıya getirildiğini belirtti.
"SİYASET PARA İLE OLMAZ"
Demokrasinin, karnı tok, sırtı pek, başı dik insanların rejimi olduğunu kaydeden Baykal, demokrasiyi tehdit eden unsurlardan birinin, inanç sisteminin, demokrasinin tartışma alanlarını geniş şekilde işgal etmesi olduğunu vurguladı. Bir insanın toplumda dini inancından dolayı bir yere gelmesi durumunda bu toplumda demokrasinin olamayacağını söyleyen Baykal, "Diğer bir tehdit unsuru ise, paradır. Siyaset para ile olmaz. Para demokrasiyi iğfal eder, yozlaştırır" dedi.Baykal, dersi dinleyen öğrencilere ödev olarak da Nutuk'u okumalarını söyledi.
(ANKA)
Yayın tarihi: 12 Ocak 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/01/12//haber,2EBF2A0FE9764F86BECAC9554DFF39A0.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.