El yordamıyla tur

UEFA Kupası'nın son maçında Galatasaray oynayacak ama Bordeaux kazanacak. Tabii Galatasaray'ın zaten 3 puanı alacağı varsayımıyla! Kuralar çekildiğinde "Buradan çıkamayanı döverler" dedirten H Grubu'nda, Galatasaray'ın bilet almasının trajikomik yolu bu. Sahadaki kadro yine eldekiler çerçevesinde kurgulanmış. Oyun başlar başlamaz da konuğun tarafına yerleşiyorlar. Tıpkı Sivas maçındaki gibi bir ablukayla. Sabri'nin beyhude frikikleri, Servet'in müstakil baskısı, Nonda'nın karınca gibi çalışmaları ve Şükür'ün kafa denemeleri de var. Ama net pozisyon derseniz, 1 tane: 45'te Nonda ve Arda'nın baskıyla ceza sahasında kazanılan topa gelen Sabri'nin şutu üst direğe çakılıyor. Wien'e gelince; ev sahibinin de bir kalesi olduğunu ancak G.Saray'ın bireysel hatalarında hatırlıyorlar.

GOLLER ATİNA'DAN GELİYOR
Yarattıkları en önemli tehlike 34'teki Yüksel'in vuruşu ama Servet engelliyor. Buna rağmen 2 tane yenilen gol, 1 tane de atılan gol var ilk yarısı 0-0 biten karşılaşmada. İlk ikisi Panianios-Bordeaux maçının 5.ve 20. dakikalarında Yunan takımından geliyor ki, bu soğuk havada buz gibi duş etkisi yapıyor. Diğerini 40'da Bordeaux atınca umutlar ikinci yarıya taşınıyor. Gelin görün ki, bir de G.Saray'ın atması lazım ama ilk yarıdaki oyun kurgusu daha da kısırlaşarak sürüyor. Kenardan müdahalelere rağmen 66'da Şaş'ın kaleci tarafından çıkarılan şutu dışında 'ısıtan' pozisyon yok. Sami Yen'i coşturan gol yine Bordeaux'dan geliyor. 74'te Tremoulinas, Yunanistan'da atıyor, gol İstanbul'da kutlanıyor. Gelin görün ki, yemedikçe cesaretlenen Wien iyi kapanmaya, kontratak bulmaya, atamadıkça sinirlenen Galatasaray pozisyon fakirliği çekmeye başlıyor. Sonuçta Bordeaux bir gol daha atıyor, Galatasaray da İstanbul'da turu... Sevinmeli miyiz? Valla ne yalan söyleyelim; seviniyoruz. Hatta kahkahalarla gülüyoruz, ağlanacak halimize...