Cuma günkü yazıda ekim sonunda 34 milyar 935 milyon dolar olan yabancı tahvil-bono portföyünün kasım sonunda 4.1 milyar dolarlık azalmayla 30 milyar 829 milyon dolara indiğini belirtmiştim. Yazıda 3 yerine farkında olmadan 2 yazınca yabancı portföyü bir anda 20 milyara inmiş gibi oldu. Öncelikle bunu düzeltelim. Bonodan çıkan para likit hale gelmiş ama henüz tam anlamıyla dövize dönüp Türkiye'den çıkmamıştı. Ağırlıklı olarak gecelik piyasada park etmişti.
-
Tetikteki 4 milyar $- Küresel dalgalanmanın ikinci aşamasında
bonodan çıkan yabancıların ağırlıklı olarak yabancı bankalar ve kısmen de hedge fonlar olduğu belirtiliyor. Her ihtimale karşı yurtdışındaki bir likidite sıkışıklığına hazırlıklı olmak amacıyla bankaların Türkiye'de satışa geçtikleri ama paralarını ülkeden çıkarmadıkları, bu aşamada buna ihtiyaç duymadıkları tahmin ediliyor.
4 milyar doların dış piyasalardaki gelişmelere göre Türkiye'den çıkıp çıkmayacağına karar verecek olmasının kurlar üzerine de belli etkileri olabilir. Çıkışın hızlı olması yanında yerlilerin satışa geçip geçmeyecekleri kurun düzeyini belirleyecek. Bu da bir ölçüde çıkış anında yerlilerin gelişmeleri veya riskleri nasıl algıladıklarıyla ilişkili olabilir.
-
Faiz çıkışı etkiler mi?- Tetikte bekleyen yabancı para olunca, ister istemez geçmişteki sermaye çıkışları akla geliyor. Ekonomik Koordinasyon Kurulu cari açık gündemiyle toplandı. Ne karar alındı bilmiyoruz. Ama kısa vadede sermaye çıkışlarına reçete yazmak bir hayli zor. Alınacak yapısal önlemler elbette var.
Ama bu önlemler belli bir hazırlığı ve kararlılığı gerektirir, etkisini göstermesi de belli bir zaman alır. Bunun yanında sermaye çıkışı faizler yoluyla etkilenebilir mi? Bu hafta Merkez Bankası yeni bir faiz kararı verecek. Mesela enflasyondaki yükselmenin de etkisiyle faizi düşürmese olur mu?
Faizde düşüş sürecinin devam etmesi, yabancılar ve elbette yerliler için bonoya yatırım yapmayı ya da bonoda kalmayı cazipleştiriyor. Bu sürecin şu veya bu nedenle kesilmesi kâr realizasyonunu veya bonoda satışları beraberinde getirebilir. Bu haftaki faiz kararının böyle bir önemi var.
-
Yeni paket de gerekli- Bu çerçevede örneğin faizlerde şok bir artırıma gitmek, mevcut portföyleri zarara uğratması veya kârları azaltmasına karşılık yeni sermaye çekmede etkili olabilir. Ancak
tek başına faizde şok artırım da yeterli olmayabilir. Bunun yanına IMF ile anlaşmak ve yeni bir ekonomik paket de konulmalı. Geçmişte bunlar yapıldığında sermaye çıkışları durdurulabildi, tek başına yüksek faiz veya faizin yükseltilmesi yetmedi. Yukarıda yer alan tabloda kriz dönemlerinde bonodan yabancı çıkışları buna güzel bir örnek. 1998'de dolar bazında yüzde 27 faiz ödenmesine karşılık bono ve tahvilden 6.8 milyar dolarlık yabancı çıkışı gerçekleşmiş.
-
Yüzde 27 kazanç- 1994 ve 2001'de de faizler yüksek ama devalüasyon olduğu için dolar bazında bono getirileri negatife dönüşmüş. 2007'nin 11 ayında faiz, ağırlıklı ortalama 18.8 olmuş. 1.330 ortalama dolar kuru ile
yabancılara dolar bazında yüzde 28'lik bir ortalama getiri sunmuşuz. Yine küresel gerçekler nedeniyle yılın dokuz aylık döneminde 7.4 milyar dolarlık bir çıkış olmuş ki, bu 2001'den beri en büyük çıkışı oluşturuyor.
- Sonuç- "Dünyanın gidişi hariç, her türlü akıntıya karşı durabilirsiniz." Japon Atasözü
Bugünkü Tüm Yazıları
Sermaye çıkışını şok faiz ve yeni bir paket keser
Yayın tarihi: 10 Aralık 2007, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/12/10//haber,4523C73978854D129F972FE53C2A3A9D.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.