kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 10 Aralık 2007, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Magazinle iç içe olmak istemeyen Dolunay Soysert: Olmam gerektiği yerde oluyorum. Tiyatro, sinema galalarına gidiyorum. Onun haricininde hayatımda magazinsel bir seçimim yok.

Televizyonlarda krizi en çok ben istiyorum!

ÖZLEM AVCI MAGAZİN
'Can Tarlası' adlı oyunla tiyatro sahnesine dönüş yapan Dolunay Soysert, ekrandaki kirlilikten yana dertli: Seyircinin seçme şansını elinden aldık. Reyting savaşına 'dur' demek lazım. Bir kriz yaşansın ki ekrandaki bu karmaşa, bu kirlilik bir an önce bitsin!..
Geçtiğimiz yıl atv'de yayınlanan 'Bebeğim' dizisinde başrol oynayan Dolunay Soysert, bu sezon 'Can Tarlası' adlı oyunla tiyatro sahnesine döndü. Son dönemde ekranları etkisi altına alan dizi furyasının ciddi bir karmaşa yarattığını öne süren güzel oyuncu, "Bu alanda bir patlama yaşanacağını düşünüyorum" dedi. "Yeni bir başlangıçtan önce mutlaka kriz olur" diyen Soysert, "Şu anda tüketim aşamasındayız. Tüketim aşaması, sektörü şımarıklaştırdı; terbiye edilmesi gerekiyor. Pek çokları 'televizyonda kriz olmasın' derken; ben kirlilik bitsin diye kriz istiyorum" şeklinde konuştu. Tiyatro izleyicisinin daha seçici olduğunu vurgulayan Dolunay Soysert, bu sezon tiyatroda yaptığı çalışmaları ve magazine bakışını anlattı.

BKM'YE TEŞEKKÜR BORÇLUYUZ
* Geçen yıl kurduğunuz 'İstanbul Halk Tiyatrosu'nun çalışmaları nasıl gidiyor?
Levent Üzümcü, Yıldıray Şahinler, Kemal Kocatürk ve Bahtiyar Engin'le birlikte 5 ortaklı bir tiyatro kurduk. Geçen yıl, 'Can Tarlası' isimli oyunu birkaç kez oynadık ama bu sene perdemizi resmen açtık. BKM'de her pazar 19.30'da oyunu sahneliyoruz. Şiddeti, toplumun ne hale geldiğini, birbirimizi neden vurup öldürdüğümüzü anlatan bol şiddetli, bol gülmeceli bir oyun.

* Son yıllarda tiyatrolar kriz yaşarken, siz nasıl tiyatro kurmaya karar verdiniz?
Arkadaşlarımın dördü de şehir tiyatrolarında oyuncu. Bir proje ile geldiler; "Bunu başka bir tiyatro ile yapmayalım, kendimiz yapalım" dediler. Çünkü biz buradan sosyal bir mesaj veriyor ve toplumun buna ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz. Tabii ki her türlü oyunu oyanayacağız ama biraz mesajlı işler yapalım istedik. Özel tiyatro kurmak gerçekten çok zor. Salon bulmakta çok zorlandık.

* BKM'de sahneleme olayı nasıl gelişti?
BKM çok hoş birşey yaptı bize. Geçen yıl oynumuzu izlediler ve "Bu yıl buyrun, gelin bizim salonumuzda oynayın. Yeni bir oluşumsunuz ve biz buna destek olmak istiyoruz" dediler. Necati Akpınar ve Yılmaz Erdoğan'a çok teşekkür ediyoruz. Tiyatro sahipleri bu tarz girişimleri yapmıyor. "Sahne sizin, ışıklar sizin" diyen çok fazla tiyatro sahibi çıkmadı karşımıza.

MİZAH EN İYİ MESAJ SİSTEMİDİR
* Beş kişilik bir tiyatro oluşumu olarak, oyunları seçerken, nelere dikkat ediyorsunuz?
Çok fikirli olmak çok güzel çünkü herkes kendi alanında birşey getiriyor ortaya. Şu anda ikinci oyunun çalışmaları içindeyiz. Herkes oyun araştırıyor. Beşimiz de tekstleri çevirerek okuyup, ortak noktada buluşuyoruz. Ben mizaha çok inanıyorum. Mizah en iyi mesajlama sistemidir ve insanlar güldüğü şeyleri çok düşünürler.

* Sizce tiyatrolar nasıl kurtulur?
Seyirciyle kurtulacağını düşünüyorum. Ciddi bir seyirci hareketi ile kurtulacak tiyatrolar... Seyirci tiyatrosuna sahip çıkacak. Kültür hareketi olması gerekir. Sadece tiyatro alanında değil genel olarak kültürel çökme yaşıyoruz. Durduk. Televizyona çok fikslendik. Ekonominin de çok etkisi var. Tiyatro biletlerine baktığımız zaman 20 YTL ile 45 YTL arasında. İki kişi gittiğinizde 100 YTL çok lüks oluyor. Devletin desteği çok önemli. Mesela gazete ilanları ücretsiz olmalı.

REYTİNG SAVAŞINA 'DUR' DİYELİM
* Geçen yıl 'Bebeğim' dizisinde oynadıktan sonra başka bir projede yer almadınız. Tiyatrodaki gibi TV'de de seçici davranıyorsunuz...
Tabii ki çok seçiciyim. Senaryosu, yapım şirketi, yönetmen ve hangi ekiple oynayacağım çok önemli; seçiyorum yani onları. Bazen 'çok şeker bir proje' deyip de kadrosuna ısınamadığım durumlar oldu. Eksik bir parça olduğunda işin başarıya ulaşmayacağını düşünüyorum.

* Dizi sektörünün de tiyatro gibi sekteye uğracayağını düşünüyor musunuz?
Bir patlama yaşanacağını düşünüyorum. Şu anda bir tüketim aşamasındayız. Bu süreçte sektör iyice şımardı ve terbiye edilmesi gerekiyor. Pek çokları 'televizyonda kriz olmasın' derken, ben kriz olmasını istiyorum. Bir an önce bu kirlilik, bu karmaşa bitsin diyorum. Seyircinin de seçme şansını elinden aldık. Reyting savaşına 'dur' demek gerekir. Daha seçerek, durulmamız lazım.

* Dizi enflasyonundan şikayetçi misiniz?
Dizilerin her akşam ekranda olmaması lazım. Bu işte çalışan biri olarak ben dayanamıyorum; normal seyirci nasıl dayanıyor bilmiyorum. Seçmek ve seçilmek istiyorum ben. Belki de tiyatro ile televizyonun farkı bu. Tiyatroda seyirci sizi seçiyor, para verip geliyor.