İhanetin versiyonları...

Bir haftadır Orhan Gencebay'ın Sevim Emre'ye ihanet edip etmediği tartışılıyor.
Oysa ondan önce yargılanması gereken bir başka ihanet var.
Bülent Ersoy'un "dostum" dediği insanların hayatını altüst eden sözleri.
Dostluğa ihanetin, bir kadına ya da erkeğe ihanetten daha hafif olduğunu kim iddia edebilir?
Bülent Ersoy, Sevim Emre'yi bir köşeye çekip bildiklerini ya da duyduklarını anlatsa...
Ya da Orhan Gencebay'ı bir daha yapma diye uyarsa kimsenin edecek lafı olamaz...
Ama iş canlı yayında konuşmaya gelince de kimse Ersoy'u savunamaz, savunmamalı...
Bu saatten sonra Sevim Emre ya ihaneti sineye çeken kadın ya da söylenenler yüzünden ilişki bitiren kadın unvanı alacak...
"Kol kırılır, yen içinde kalır" derler ya, Ersoy önce kolu kırdı sonra "yen"i parça parça etti.
İnsanoğlu ne garip değil mi?
Bülent Ersoy kocası Armağan'ın başka bir kızla ihanetini görüntüleyen çay bahçesi sahibine tazminat davası açtı.
Aynı Bülent Ersoy canlı yayında bir ilişkiyi dinamitleyen cümleler kurdu...
Hal böyle olunca çay bahçesi sahibi ile Ersoy arasında ne fark var acaba?