Son günlerde ekranların en cazip yarışma programlarından biri haline gelen "Var mısın Yok musun?"dan pazar gecesi gazetelerin birinci sayfalarına manşet olabilecek çok önemli bir "haber" çıktı. İzleyenler biliyor. Seçilen adaylar, yarışmacı olmadan önce sıraları gelene kadar stüdyoda kutu açıyorlar. Bu "açıcılardan" biri de sessiz, sakin görünüşlü Ömer Bey'di. Sunucu Acun Ilıcalı konuyu açmasa, Ömer Bey belki de bu sessiz, sakin, mütevazı haliyle yarışmayı tamamlayacak, usulca sırasını savacaktı. Efendim, İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde kanser tedavisi gören pek çok çocuk olduğunu biliyordum. Ancak okula gitme şansları olmayan bu çocukların gönüllü öğretmenler tarafından onkoloji servisinde eğitildiklerini Ömer Duran sayesinde öğrendim. Ömer Bey'in mesleği öğretmenlikti. Bir hastane ziyaretinde çocukların durumunu görünce o da hastanede gönüllü olarak öğretmenlik yapmaya başladı. Ancak hayat ona çok acı bir sürpriz hazırlamıştı. Hastanede göreve başladıktan üç ay sonra küçük oğlu da lösemi hastalığına yakalandı. Ömer Bey, programda "işimiz çok zor" dedi. Sözünü ettiği, kendi oğlunun durumu değildi. "Neredeyse her hafta okulumuzdan bir çocuk ayrılıyor... Üzüntüm buna" deyiverdi. Ömer Bey'in 11 yaşındaki oğlu, tedaviye olumlu yanıt vermiş ve iyileşmiş. Bu yarışmaya katılmasının amacı ise muhtaç durumdaki kanserli miniklerin tedavilerine katkıda bulunmakmış. Şimdi Ömer Bey'in yarışacağı günü sabırsızlıkla bekliyorum. Yarışmanın dün geceki bölümünde de son derece duygusal anlar yaşandı. Zira yarışmacı olarak Fenerbahçeli eski futbolcu Sedat Balkanlı'nın eşi Şükran Hanım mücadele etti. Yıllardır ALS adı verilen bir kas hastalığıyla mücadele eden eşi Sedat'a verdiği destekle herkesin takdirini kazanan Şükran Hanım, bu kez kocası için doğru kutuyu bulmaya çalıştı. Sadece yüz mimiklerini kullanabilen Sedat ise evine yapılacak canlı bağlantılar ile eşine hasta yatağından destek verdi. Bu arada geçen hafta ödül kazanan ya da kaybeden yarışmacıların geçirmesi muhtemel psikolojik travmalar için stüdyoda psikolog bulundurulması gerektiğini yazmıştım. Acun Ilıcalı son programda müjdeyi verdi: "Yüksel Aytuğ psikolog istemişti. Ödülü 500 bin YTL'ye çıkardıktan sonra psikolog değil, tam teşekkülü bir ambulans kapıda bekliyor..." Ne diyelim? Allah korusun!..
Bugünkü Tüm Yazıları
Kutudan koca bir dram çıktı
Yayın tarihi: 4 Aralık 2007, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/12/04/gny/aytug.html
Tüm hakları saklıdır.