Merkez sağın içine düşürüldüğü durum gerçekten vahim...
Ne bittiği kabul ediliyor, ne ayağa kaldırmak için ortak bir çıkış bulunuyor.
Tam aksine parti küçüldükçe kavga daha da büyüyor.
Öyle ki, DP Genel merkez binasında kimse kimseye selam bile vermiyor.
Koridorlarında resmen düşmanlık rüzgarları esiyor.
Bir GİK üyesinin söylediğini öteki yalanlıyor.
Dün bu noktaya gelen DP içindeki son gelişmeleri partinin üst düzeyinde görevli birkaç kişiyle konuşarak aktarmaya çalıştım. Buna göre partinin geleceği 4 Aralık'ta yapılacak toplantıda belirlenecekti.
Ve o toplantıda GİK üyeleri genel başkan
Ağar'ın istifasını isteyecekti.
Bu açıklamalar, diken üstünde bekleyen DP kamuoyunda şaşkınlık yarattı.
En sert tepkiyi de
Ağar'a yakınlığıyla bilinen Genel Başkan Yardımcısı ve GİK üyesi
Melek Atalay verdi.
Atalay öfkeli ve sitemkardı.
Bir çırpıda son 15 günde neler yaşandığını anlattı.
"Biz kongre hazırlığımızı tam bitirmiş durumdayken, bu zevat,
Salim Ensarioğlu,
Nevzat Ercan,
Bekir Sami Daçe,
Ahmet Uyanık'ı yanıma gönderdiler.
'Genel başkanla görüşülsün, ne istiyorsa yapmaya hazırız yeter ki kongreyi ertelesin' dediler. Korkuyorlardı. Ben şahsen kabul etmeyeceğimi söyledim. Genel Başkan'ı aradık. O da
'Yazılı olursa ertelerim. Benim böyle bir niyetim yok kongre yapılsın istiyorum' dedi."
"İstifa ederlerse ertelerim!" Olağanüstü kongrenin bu dayatmalar sonucu ertelendiğini söyleyen
Melek Atalay, önemli bir ayrıntıyı da dile getiriyordu:
"Genel başkan dedi ki, 'Başkanlık divanı da istifa ediyorsa yani
Nevzat Ercan,
Salim Ensarioğlu da istifa ediyorsa kabul ediyorum ertelemeyi' dedi. Onlar da kabul etti. Şimdi diyorum ki o günlerde yalvar yakar kapılarda bekleyen, bu sözü veren zevat,
Nevzat Ercan'ı,
Salim Ensarioğlu'su, kongre ertelenince istifamızı vereceğiz, dediler ama hiçbiri istifasını vermedi. Canlarını kurtarmak için kongreyi iptal ettirdiler."
GİK üyelerinin büyük çoğunluğunun
Demirel'in,
Çiller'in zamanından geldiğini vurgulayan
Atalay sözlerini şöyle sürdürüyor:
"Bunlar
Mehmet Ağar'ı da batırmaya çalıştı.
Nevzat Ercan'a nedense asla suç bulaşmıyor. Ben de 4 Aralık'ta olağanüstü kongre kararı istiyorum. Madem sayın genel başkana ikinci kez kazık attılar, olağanüstü kongre kararı alınacak ve bu herifler kapının önüne konulacak. Bunu açıkça bu tabirle söylüyorum."
"Yüreği olan ortaya çıksın!" Melek Atalay'a 4 Aralık'ta
Mehmet Ağar'ın ne yapacağını soruyorum. Cevabı bir hayli sert oluyor:
"Bunu bilemem, kendisi karar verecek. Yufka yüreklilerle çetin yol aşılmaz. Eğer yüreği olan varsa ortaya çıkar,
'Ben bunlarla harp edeceğim' der. Ben GİK üyesi olarak sadece kendi görüşümü söylüyorum."
Son birkaç gündür Genel Başkan Ağar'la görüşmediğini söyleyen Melek Atalay, partinin gelenekçi yapıyla bağlarını koparması gerektiğini ileri sürüyor:
"AK Parti'ye bir bakın, gelenekçi kanattan ayrıldıktan sonra yeni bir yapıyla ortaya çıktı. Bizim parti, babamızın eli içinde, anamızın eli içinde, birkaç sahibi olan bir parti. Herkes kontrol ediyor, onun için böyle oldu. Düşünsenize Mehmet Ağar 10. katta oturacak, 5. veya 6. katlarda oturan arkadaşlar
'Ağar'ı
nasıl göndeririz?' diye planlar yapacak. Olacak iş mi, böyle tedavi edilir mi kırat?"
Parti kamuoyunda
Mehmet Ağar'ın sağ kolu olarak nitelenen
Melek Atalay bu açıklamalarıyla parti içi rakiplerine adeta meydan okuyordu.
O meydan okumanın
"meydan savaşı" na dönüp dönmeyeceği ise 4 Aralık'ta belli olacak.
Yayın tarihi: 30 Kasım 2007, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/11/30//haber,7F82BB7123BB4EB8AE5D266AAD462594.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.