İstiklal Marşı böyle okunur?

ADANA

Adana'da nereye gittiysek, kiminle konuştuysak bize "vali bey" anlatıldı. Anlatanlara dedik ki:
- Tanıyoruz, biliyoruz.
Anlatanlar da dediler ki:
- Olsun, bir de bizden dinleyin.
Dinledik.

Kebapçı Sırrı (Tanrısever) çok renkli bir kişilik.
Ondan yarın bahsedeceğiz.
Sırrı bey dedi ki:
- Ağam bu valiye canım feda... Niye mi?.. Bak ne oldu, anlatam da dinle.
Bir okulda "bayrak töreni" varmış. İstiklal Marşı söyleniyormuş. Vali İlhan Atış da oradan geçiyormuş.
Hemen dalmış okula.
"Susun" diye bağırmış:
- İstiklal Marşı öyle mi okunur?
- Sesiniz çok cılız.
- Öyle gür sesle okuyacaksınız ki, yer gök inleyecek.
Vali bey "İstiklal Marşı böyle okunur" diye başlamış bağıra bağıra okumaya... Öğrenciler "coşmuş" bağırmış. Öğretmenler bağırmış. Yoldan geçenler bağırmış. Marş bitmiş... Vali bey "işte bundan sonra bu şekilde okuyacaksınız" demiş, gitmiş.

O sırada okulun önünden geçmekte olan "kebapçı Sırrı" çok duygulanmış.
Adana'da, akşam yemeğinde, içkili lokantada, "bu olayı" anlatırken, valinin "taklidini" yaptı ve...
Başladı "yüksek perdeden" İstiklal Marşı'nı okumaya.
"İçkili-içkisiz müşteriler" ne mi yaptı?
Herkes alkışı bastı.