Peki, bunlar adalet terazisinde
"haksızlık" olduğu halde neden öyle yapıyorlar?
En işlek, en modern, en şık, en çok nakit paranın döndüğü, en hızlı büyüyen iki sektör mesela,
"sıradan insanlar" a neden böyle yapıyor?
Neden
"cumhuriyet, demokrasi, hukuk, AB, adalet, vicdan" filan diyen
Tüsiad Müsiad bunları
"cumhuriyet, hukuk, demokrasi, AB, adalet, vicdan konusu" diye kabul etmiyor?
Neden tek tek haberler ötesinde, insanların
"hıyar" yerine konması bir yana, açıkça haksızlığa maruz bırakılması, yontulması medyada ciddi sorun edilmiyor?
Neden böyle?
Neden dayatabiliyorlar, neden asla vazgeçmiyorlar?
Neden
"inatçı keçi" bir müşteriye mahkeme zoruyla hakkı ödenip baştan savdıktan sonra, alışanı, ses çıkarmayanı, anlamayanı, düşünmeyeni, uğraşmayanı, boş vereni mıhlamaya devam ediyorlar?
Basbayağı yutturmacaya, haraca, dayatmaya, alttakileri tek tek vurup kitlesel olarak ezmeye, enayileştirmeye dayalı sistem nasıl oluyor da "hukuk devleti ile ahlaklı piyasa, cumhuriyet ve demokrasi" oluyor!
Yayın tarihi: 28 Kasım 2007, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/11/28//talu.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.