Enrique Iglesias'ın İstanbul konserinde korumalar, izleyicileri oturtmaya çalışmış ama Iglesias seyircileri ayakta görmek isteyince ortam yumuşamış.
Konser nasıl izlenir?
En son Phonem Festivali'nde Garajistanbul'daki Devendra Banhart konserinde tanık oldum. Sahneden neredeyse 50 metre uzakta, vestiyerin önünde konuşan insanlara "Susar mısınız konser başladı," dedi birisi... Daha sonra önlerde, yanımda bir arkadaşımla konseri izleyip sahneyi ve şarkıları yorumladığımızda, yanımdaki bir kız yanındaki diğer kıza "Bunlar izlemeye değil, konuşmaya gelmişler," dedi. Saygısızlık etmek istemem, ama ben bu tavrı hem anlıyorum hem de biraz sinir oluyorum. Anlıyorum, çünkü ben de en sevdiğim sanatçıyı başkasıyla paylaşmak istemem. Ne bileyim mesela Babylon'a Roger Waters gelse ve Mother'ı söylerken millet alakasız bir şekilde bağırıp çağırmaya başlasa, muhtemelen lav silahıyla dalarım salona... Ama bu doğru değil. Birinin bu şekilde ve bu tavırla başka birine ders vermeye hakkı yok. Sahnedeki şahsa ve izlediğiniz konserin huyuna suyuna göre seyirci olarak uygun tavrı almamız beklenir ve normaldir. Ama bu şekilde uyarılmak? Hem de konser sırasında... Sanatçı bu uyarılardan memnun mu oluyor, rahatsız mı oluyor acaba? Bu durumu belki Ahmet Örs, görgü kuralları açısından anlatır bir gün... Geçenlerde Enrique Iglesias konserine giden arkadaşım, güvenlik görevlilerinin seyircileri hizaya getirme çabasını anlattı. Güvenlik ayağa kalkanlara müdahale edip, oturtmaya çalışmış sonra Enrique, "Bir dakika yahu, oturmaya mı geldik, kalkın ayağa," deyince millet rahat etmiş.
BİRİLERİ AZAR İŞİTİYOR
Ben Açıkhava'daki ilk Deep Purple konserinde, ayağa kalkıp öne koşmuştum ve bayağı bir laf yemiştim. Peki nedir doğru olan? Klasik müzik konseri, opera ya da bale izlerken nasıl davranacağınızı bilirsiniz çükü bunlar artık oturmuş sahne sanatlarıdır. Ama bir rock konserinde galiba kafalar hâlâ karışık. Kaldı ki bu tip tatsızlıkların yaşanmasında nerede nasıl davranacağını bilmeyen izleyicinin olduğu kadar işletmecilerin ve organizatörlerin de hatası var. Mesela Devendra Banhart, konsere yavaş şarkılarla akustik bir tonda başladı. Bu biliniyordu. Ve mekânın ses düzeyi ve sistemi yetersizdi. Dar bir alanda en az 500 - 600 kişi var. Hepsi ya bira ya da içki, sigara içiyor, çünkü ikisi de satılıyor ve bunları yapmak serbest. Çünkü sponsor zaten Miller. Sigara standından da sigara sattırıyorsanız, kimseye "Neden içiyorsun?" ya da "Sus," diyemezsiniz. Tuvalete giden de var, vestiyere palto bırakmaya çalışan da... Sahnenin arka tarafında kalanların "Susun," diye uyarması bundan. Yani arkaya ses gelmediğinden. "Buranın ses düzeyi yetersiz, ama tek konser için yenilemek de çok pahalı, o yüzden idare ediyoruz," deniyor. E, siz idare ediyorsunuz, ama edemeyenler var demek ki. Ve birileri azar işitiyor. Mesela Babylon'da sahnenin 15 metre karşısındaki barda içki satılıyor. Barmen "İki Miller kimindi?" ya da "Bozuk yok mu?" diye bağırıyor. Müşteri de ona cevap veriyor. Ya da barda durup sohbet ediyor. Hepsi normaldir. Burası bir bardır. Neticede hafta sonu eğlenmek için grup halinde dışarı çıkan ve birbirini burada gören insanlar bunlar. Konuşmaları, sohbet etmeleri normaldir. Belki daha az bilet satmak, belki de bazı konserlerde barı kapatmak lazım. Belki bazı davetlerdeki 'dress code' uygulaması gibi konser düzenine dair kapıda uyarmak lazım. Kimse üzülmesin! Uyan gelsin, uymayan gelmesin.
Yayın tarihi: 25 Kasım 2007, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/11/25/pz/haber,139A9A9286524833A633ECD085D9C454.html
Tüm hakları saklıdır.