Basında Ankaraspor galibiyeti
Özge AYDIN /SABAH İNTERNET
Turkcell Süper Lig 13. hafta karşılaşmasında Fenerbahçe, Şükrü Saraçoğlu Stadı'nda misafir ettiği Ankaraspor'u 4-2 yenerek Şampiyonlar Ligi'nde oynayacağı Inter maçı öncesi moral buldu. Sarı-lacivertli takımın Brezilyalı yıldızı Alex oyunuyula göz doldurdu. Basında çıkan yorumlar şöyle;
GÜRCAN BİLGİÇ: BAŞKA, BAMBAŞKALAR (SABAH)
Ne yapmak istediğini ve ne yapacağını bilir, kendine de güvenirsen dünkü F.Bahçe gibi iyi mi kötü mü olduğunuzun belli olmadığı bir maçı rahatlıkla alıp götürürsünüz.
Tümer, Alex ve Deivid üçlüsünün beraber oynadığı bir orta sahanın normalde sıkıntılar yaşaması gerekirken, F.Bahçe takımı hep doğru zamanda ve doğru yerde bulundu. Az top kaybı ile oynayıp, macera paslar yapmadılar. Oyunu ellerinde tutup tempoyu düşürdüler ve kalitelerinin getirdiği pozisyonları yakalayıp tabelayı değiştirdiler.
F.Bahçe, Inter karşısına elbette bu konsantrasyondan farklı çıkacak. Ama yediği iki golün de, Kayseri'de olduğu gibi Roberto Carlos'un kanadından gelmesine dikkat edilmeli. Galibiyet güzeldir; hataları örter. Ama bu gerekçeler hataların düzeltilmemesi için gerekçe değildir. Her maçı böyle bir rakibe ve kaleciye karşı oynamazsınız.
AHMET ÇAKAR: ALEX ALDI GÖTÜRDÜ (SABAH)
İkinci yarıdaki 15 dakikalık bölüm dışında Fenerbahçe çok efektif bir futbol oynadı. Takım savunması olarak her geçen hafta daha iyiler.
Semih ve Alex uyumu özellikle Süper Lig maçları için bulunmaz bir nimet. İlk gole bakıyoruz; Semih arkasından gelen Alex'e alanı boşaltıyor. Deivid de harika bir pasla Alex'e golü yaptırıyor
Roberto Carlos büyük bir isim. Bu dünya yıldızı hem imaj hem de pazarlama yönünden, Fenerbahçe için çok faydalı. Fakat defansif anlamda aynı oranda faydalı olduğunu söyleyemeyiz. Ankaraspor'un attığı ve maçı bir an için kritiğe sokan ilk golde Carlos hatalı! Yerini kaybediyor.
Toparlayan ve maçı alıp götüren isim de Alex oldu. Hakem Cüneyt Çakır'a gelince... Oyun genelinde iyiydi. Oyunculara kibar ve sakin yaklaşımı, güvenilir bir ismi olması onun en büyük avantajıydı. Ama bazı hatalar yaptı. İlk yarıda Alex'in bir ikili mücadele sırasında Hürriyet'in kalçasına yaptığı müdahaleye en az bir sarı kart vermeliydi. Ama o ve yardımcılarının Fenerbahçe'nin attığı ilk goldeki Semih'in pasif ofsaytını değerlendirmeyip, oyunu devam ettirmesi gerçekten de ders niteliğindeydi!
HAKKI YALÇIN: Kadıköy'de sonbahar (FOTOMAÇ)
Fenerbahçe takımı, sanki rakibinin gücünü maçtan önce sınamış bir havada başladı maça. Aslında maç da 3. dakikada bitti. Alex'in Deivid'in ara pasına zıpkın gibi girişi, kaleciyi geçişi ve vuruşuna bakınca, "Ayaklarıyla insanın gönül telini titreten başka kim var?" dedim. İçimden geçenleri duyanlar, Alex'i işaret ediyordu gözleriyle.
İlk yarıdaki Fenerbahçe usta işi hazırlanmış bir takımdı, oyunu istediği gibi yönlendirdi. Bir yanı İnter maçının yangın tatbikatındaydı, öte yanı Ankaraspor'u çabucak saf dışı bırakmanın hesabındaydı. İlk yarıdaki futbola bakınca, "Bu takımda kim oynarsa oynasın, artık bir şey değişmiyor" diye düşündüm. Bu da büyük takım olmanın özelliği.
Dün gece gökteki dolunayı, yerdeki Alex ve Roberto Carlos gibi yıldızları izleyenler için, "Prag'da sonbahar" konulu kartpostalların bile hükmü yoktu. "Kadıköy'deki sonbaharın" yanında...
SELÇUK YULA: Zorlanmadan (FOTOMAÇ)
Son söyleyeceğimizi baştan söyleyelim, dünkü maça damgayı vuran kişi Alex'ti. Saha içinde verdiği inanılmaz pasların üstüne üç de gol atarak hat-trick yapan bir futbolcu için başka ne diyebiliriz ki.
Fenerbahçe, Şampiyonlar Ligi'ndeki önemli maçlarından önce ligde hep sıkıntı yaşayan takımdı. Bu sefer daha rahat bir galibiyet alındı. İlk devre tribündeki taraftarlar takımın iki golünden sonra işin bittiğini düşündüler. Alex ile Semih'in golleri çok güzeldi ama bu arada Deivid ve Aurelio'nun yaptığı asistler de harikaydı.
Ankaraspor iyi takım, hak ettiği yerde değil. Bir-iki pozisyon dışında futbolun içinde kalmaya gayret gösterdiler. Onları kutluyorum. Fenerbahçeli futbolcuların ve taraftarların kafası salı günü yapılacak İnter maçında. Umarım bu maçın morali Milano'ya da yansıyacaktır.
ERMAN TOROĞLU: TÜRKİYE KOLAY GELİYOR (HÜRRİYET)
BİRİSİ tepede, diğeri dipte... Dipte olanın büyüktür, küçüktür bakmadan her maçtan puan alması lazım, özellikle de deplasmanda. Ama maç başlıyor, Ankaraspor, Fenerbahçe'yi olduğu gibi üzerine kabul ediyor.
Bu F.Bahçe takımının arka tarafını rahatsız etmezsen, kendi ceza alanı civarında oynamaya kalkarsan, yanarsın. Çünkü hepsinin top tekniği çok iyi, yaratıcı oyuncular. Tabii Türkiye şartlarında... Maç 2-0 olduktan sonra bile Ankaraspor oyun şeklini değiştirmedi. 45 dakika boyunca ne hücum ettiler, ne savunma yaptılar, arada kaldılar. İkinci yarı bu sefer Ankaraspor hücumu düşündü, F.Bahçe de laubali oynamaya başladı. Golü yediler ama şöyle bir silkindiler ve maç 4-1 oldu.
Tribünler boştu. Acaba bilet fiyatları mı pahalı geliyor, yoksa Şampiyonlar Ligi maçları da araya girince Fenerbahçe seyircisi maçtan sıkılıyor veya daha iyisine mi gideyim diyor. Alex kendini fazla yıpratmadı, yormadı, ama 3 gol buldu. Çok iyi kumaş, mükemmel oyun görüşü var, topu iyi kullanıyor. Sahanın her tarafını adeta radar gibi görüyor. Peki, bu Alex'i Almanya, İngiltere veya İspanya Ligi'nde oynatabilir misiniz? Zaten oynasaydı gelmezdi.
CAN BARTU: KÖTÜ ALIŞKANLIK (HÜRRİYET)
Fenerbahçe, kendi sahasında kazandığı maçlarda bile rakibi baskı altına alamıyor, istediği gibi hücum yapamıyor. Aurelio bu takımın en önemli oyuncularından biri. Ancak, o da sürekli geriye oynuyor. Takımın en dinamik oyuncusu Deivid bile topu kaybetmek için elinden geleni yapıyor! Ya geç kalıyor ya da topu yanlış yerlere veriyor. Vederson kötü oynamaya başladı.
Ankaraspor kalesinde 4 gol görmesine, pozisyon üretememesine rağmen maçın hakimiydi. İkinci yarıda oyuna girip iki gol atan Mehmet Yılmaz güçlü ve etkili bir oyuncu. Fenerbahçe'nin topu rakibe kullandırmaması gerekir. Buna dikkat etmeli. Alışkanlık haline getirirse, kötü sonuçlara yol açabilir.
Ne söylersek söyleyelim Fenerbahçe 4-2 kazanıyor. Fenerbahçe'de herkes mutlu. Şimdi herkesin beklentisi salı günkü Inter maçı.
ZEKİ ÇOL: FUTBOL HOŞ, AMA TRİBÜN YİNE BOŞ (ZAMAN)
F.Bahçe, sahada büyürken, tribün de sayısal olarak küçülüyor! Garip bir çelişki... Özellikle Şampiyonlar Ligi'nde en başarılı dönemini yaşayan, o performansı ligde kısmen iç saha maçlarına da taşıyan F.Bahçe, sezon başından beri neredeyse boş tribünlere oynuyor!
Oysa bir taraftarın en fazla keyif alacağı türden maçlardan biriydi bu. Güç dengesi takımınızın lehine ağır basıyor... 18 günlük bir aradan sonra bir buluşma yaşanıyor... Rahat bir oyundan sonra, farklı bir skor alınıyor... Bu yapılırken de zevkli, tempolu ve bol gollü bir oyun ortaya konuluyorsa... Bir taraftar, takımından daha fazla neyi isteyebilir
Fenerbahçe, büyük bölümünde akıllı işler yaptığı maçın daha başlangıç dakikalarında Deivid'in nefis pası ve Alex'in kendine özgü hareket serisi sonrasında attığı golle öne geçti. Erken gol bir yandan oyuncuları rahatlatırken, diğer yandan takımın işini kolaylaştırdı. Çünkü Ankaraspor, savunmasını da ön plana koyarak kora kor bir mücadeleye girmeye kalktı.
F.Bahçe, İnter maçı öncesi bu keyifli skorla moral kazandı. Ve oynadığı oyunla lige ağırlık koyacağının sinyallerini yolladı.
Yayın tarihi: 25 Kasım 2007, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/11/25//haber,6EFDAA5FE2614A1CAF0355C9F5449A74.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.