kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 18 Kasım 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Bana ne yediğini söyle sana kim olduğunu söyleyeyim

ENİF YAVUZ
26.08.2007
Sofralarımızdaki yemekler, kim olduğumuzu kesin bir biçimde gösteriyor. Her biri ayrı bir tarih, kültür ve hatta politikayla iç içe geçmiş yemeklerin izinden giderek insanların hayat alışkanlıklarına ulaşmak mümkün. Bu özel çalışmamız, Türk ailesini anlamaya giden yolun mideden geçtiği düşüncesiyle gerçekleştirildi. Ortaya da çok ilginç bir tablo çıktı..
İLİŞKİLİ HABERLER
Bana ne yediğini söyle sana kim olduğunu söyleyeyim
"Bana ne yediğini söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim" demişti ünlü Fransız yemek ustası Brillat-Savarin. Bu sözü günümüze, "Bana ne yediğini söyle sana, kim olduğunu, nerede yaşadığını, politik duruşunu, komşularının kim olduğunu, ekonomik durumunu, ülkenin tarihini ve dış ilişkilerini, çevrende olup bitenleri söyleyeyim!" şeklinde uyarlamak mümkün. Çünkü yemek kültürü artık çağımızı aydınlatmada bir araç işlevi görüyor. Bir kültürün yemek ve beslenme alışkanlıkları, sonuç itibariyle o kültürün kimliğini ortaya koyuyor. Dini tabular, sınıfsal yapı, coğrafi ve ekonomik etkenler hatta tarihsel süreç, yeme kültürünü baştan sona etkiliyor. Bu etkileşim de, diğer kültürlerin gelenekleriyle harmanlanıyor.

DÜNYA MUTFAKLARI İÇİÇE

Örneğin Japonlar 'chopstick' (çubuk) geleneğini Çinliler'den almış. Domatesin Bolivya ve Peru'da keşfinden sonra dünyaya yayılması tam 300 yıl sürmüş. Patates de Amerika'nın keşfi ile dünyaya yayılmış. Günümüzde küreselleşmenin etkisiyle bütün dünya mutfakları iç içe girmiş durumda. Fakat değişmeyen bir şey var: Fakirler yine karbonhidrat ve yağlarla, zenginlerse protein ağırlıklı yemeklerle besleniyor. Yani bir başka deyişle, yemek 'sınıfsallığını' hâlâ koruyor. Peter Menzel'in Hungry Planet: What the World Eats (Aç Gezegen: Dünya Nasıl Besleniyor) kitabı, yemek kültürünün insanları anlatmakta oynadığı bu kilit rolü ortaya çıkaran bir çalışma. Buradan yola çıkarak, 'bizi' anlamanın yolunun belki de midemizden geçtiğini düşündük ve Türk mutfağına bu açıdan baktık.