Türkiye bir yandan terörle mücadelesini sürdürürken, diğer yandan Avrupa Birliği yolunda ilerleme azmini koruyor. Başbakan
Erdoğan bu amaçla iki günlüğüne Çek Cumhuriyeti'nde.
Başbakan'la yolculuğumuzun ilk ayağında bir araya geldik, çünkü bu akşam buradan Bakü'ye uçacağız.
Erdoğan'la görüşmemizin önemli bir bölümünde ağırlığı terör konusu oluşturdu. Başbakan, yazılı ve görsel medyanın terörle ilgili yayınlarından rahatsız. Tıpkı Genelkurmay Başkanı gibi.
Ben ve diğer gazeteci arkadaşlarım, böyle düşünmüyor tabii ve bunu da Başbakan'a ifade ettik.
Ancak Başbakan, terörle mücadele eden diğer ülkelerde medyanın Türkiye'deki gibi görüntü yayınlamadığını savundu.
Terör örgütünün propaganda çabası içinde olduğunu belirten Erdoğan,
"Bu imkânı bulamayınca kendi içine kapanıyor" yorumu yaptı.
Terör örgütünün görsel, yazılı ve internet medyasını kullanmaya çalıştığını hatırlatan Başbakan, buna ulusal medyanın da katılmasıyla örgütün propaganda imkânı bulduğunu ifade etti.
Bu konuda medyadan destek aradıklarını söyleyen Erdoğan,
"Beraber yürümemiz lazım" dedi.
Bu, biz gazetecilerin de sık sık kendi aramızda tartıştığı bir konu.
Propaganda aracı olmamakla haberi verme sorumluluğu arasında bir denge oluşturmak gerekiyor.
Ancak günümüzde internetin ulaşım kolaylığı, uydu televizyon aracılığıyla her türlü habere anında ulaşma olanağını göz önüne alınca, bunun kolay olmadığını görebiliyorsunuz.
Üstelik, dağlarda çatışmalar sürerken, şehitler gelirken halk ne olup bittiğini daha çok merak ediyor, olandan bitenden haberdar olmak istiyor.
Demokratik bir toplum, halkını doğru bilgilendirebilen bir toplumdur.
O nedenle, medyanın doğru ve zamanında bilgilendirilmesi, telefonların zamanında cevaplandırılması da önem taşıyor.
Yayın tarihi: 16 Kasım 2007, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/11/16//haber,7EEA6E5A39454C62A3F67D63FBE8BE2A.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.