Önceki akşam Gökhan Özen ve iki arkadaşımla birlikte yemekteydim. Gece hayatının değişen yüzünden söz ediyorduk. Gökhan, gece dolaşmayı sevmediğini çünkü tacizlerden bunaldığını anlattı. Genç kızlar rahat bırakmıyorlarmış. "Abartma" dedim, bunun üzerine yaşadığı tacizleri anlattı. Kucağına oturanlar mı istersiniz, ellerini Gökhan'ın pantalonunun içine sokanlar mı? Bir de kucağına telefon bırakanlar oluyormuş; Gökhan numarasını yazsın diye! Sonra yemekten çıktık. Arabayı Gökhan kullanıyor. Menajeri Özgür Aras öne, Esin Övet'le ben de arkaya oturduk. Bebek'te sakin sakin ilerlerken yanımıza bir araba yaklaştı. Arabayı kullanan genç hanım bir şeyler söylüyordu. (Ben de herhalde adres soracak diye düşündüm. İyi niyete bakar mısınız?) Özgür camı açtı. Kızda bir çığlık "Evden çıkarken ah bugün keşke Gökhan Özen'i görsem dedim. Dileğim kabul oldu" dedi. Gökhan da teşekkür etti ve yolumuza devam ettik. Ortaköy'de bir kez daha yanımıza yaklaştı. Yine taciz başladı: "Sen telefon numaranı vermeyeceksen, ben vereyim." Güldük... Gökhan bana "Gördünüz mü?" dedi. Tam kurtardık sanıyorduk ki, bu kez içinde üç genç kızın bulunduğu bir başka araba peşimize düştü. Yani 3-4 kilometrelik mesafede bunları yaşadık. Gökhan'ın dışarılarda başına gelenlerin boyutunu ve içeriğini o zaman tam olarak anladık. Bu arada genç kızlara bir tavsiye; bütün erkekler ilginizden bunalmış durumda. Siz siz olun, biraz ağır olun! Çünkü erkekler, "Eskiden peşinden koşulacak kız vardı. Şimdi nerdeeee" diyorlar.
Yayın tarihi: 16 Kasım 2007, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/11/16/gny/haber,7F691D78900E4796A97EB034271BFB40.html
Tüm hakları saklıdır.