'Akşam çayda kurabiye yok'

Türkiye Haziran l977'de siyasi çalkantıların şiddetlendiği bir ortamda seçimlere gitti. CHP yüzde 41.4 oy ve 213 milletvekiliyle birinci olurken Adalet Partisi l89, MSP 24, MHP l6 milletvekili çıkardı. Hükümeti kurmakla görevlendirilen Ecevit, güvenoyu alamayınca görevi Cumhurbaşkanı Korutürk'e iade etti. Demirel'in görevlendirilmesiyle kurulan ikinci Milliyetçi Cephe hükümeti 11 Aralık l977'deki yerel seçimlerde çatırdamaya başladı. Çünkü CHP 42 ili alarak büyük bir zafer kazanmıştı. 20 gün sonra hükümet gensoruyla düşürüldü. Cumhurbaşkanı Korutürk, 1 Ocak 1978'de hükümeti kurma görevini yeniden Bülent Ecevit'e verdi. Ecevit'e göre, o dönemde Demirel'e yaptığı koalisyon teklifine olumlu yanıt alsa, darbe olmayacaktı: "Bir araya gelirsek emniyet güçlerini derli toplu hale getirebiliriz, gençlere karşı daha etkili barışçıl önlemler alabiliriz, diye ısrarla koalisyon önerdim. Fakat Sayın Demirel, "Biz ancak savaşta bir araya gelebiliriz" diyordu."

TADI HÂLÂ DAMAĞINDA
Ecevit'in ikinci Başbakanlığı 21 ay sürdü. 1979 sonbaharındaki ara seçimlerden elde edilen sonucu "güvensizlik" olarak algılayan Ecevit istifa etti. Türkiye bu kez Demirel'in azınlık hükümetiyle tanıştı. Adalet Partisi iktidarı darbenin olduğu 12 Eylül l980'e kadar görevde kaldı. Normal programa göre Ecevitler 12 Eylül sabahı İstanbul üzerinden Trabzon'a uçacaktı ama darbe olunca aynı saatlerde askerler eşliğinde İstanbul üzerinden Hamzakoy'a götürüldüler. Zorunlu ikametlerinin bir ay sürdüğü Hamzakoy'da telefonlar dinleniyordu: "Orada kaldığımız bir ay süresince herkesle görüşmemize izin veriyorlardı. Daha doğrusu istiyorlardı. Çünkü ben telefonda siyasetçi arkadaşlarımla görüşünce benden ve onlardan, niyetlerimiz hakkında her türlü bilgiyi almış olacaklardı." Rahşan Hanım'ın ise Hamzakoy'da yediği kurabiyelerin tadı hâlâ damağındaydı: "Çamaşırlarımızı kardeşimin evine gönderiyorduk. Yıkayıp, ütüleyip o bize gönderiyordu. Gönderirken de o çamaşırların içine çok güzel kurabiyeler yapıp onları koyuyordu. Ben heyecanla hep onları bekliyordum. O kurabiyeler bittiğinde 'Bu akşam çayda kurabiye yok' diyordum. Meğer Bülent hep saklarmış. 'Al bak bir tane sakladım sana' derdi." Dönüşte Etimesgut Havaalanı'nda Ecevit ve Demirel'e "Genel Başkan kaldıkları sürece konuşma, yazma ve toplantı yapmalarının yasak olduğu" tebliğ edildi. Ecevit yazılı ve sözlü muhalefetini sürdürebilmek için 30 Ekim 1980'de CHP genel başkanlığından istifa etti. Yabancı basına açıklamalar yapıp, darbecilerin aleyhine dışarıda kamuoyu oluşturuyordu. Bu sıkıntılı dönemde Bülent Ecevit 3 kez cezaevine girdi. Ecevit çifti arasında yoğun duygularla işlenmiş mektup trafiğinin yaşandığı bu cezaevi ıstırabı l5 Ekim l982'de son buldu. Karı koca, Ecevit'in kullandığı otomobille birkaç gün tatil yapmak üzere Ege'ye gitti.