En anlamlı miras organ bağışı!
Geçtiğimiz yıl yaptırdığı organ nakli sayesinde hayata dönen muhabirimiz Didem Seymen: Organlarınız, başka insanlara bırakabileceğiniz en değerli mirastır!..
Yıllarca böbrek yetmezliğiyle savaşan ve geçtiğimiz yıl organ nakliyle sağlığına kavuşan, Sağlık Servisi muhabirimiz Didem Seymen, 3-9 Kasım Organ Bağışı haftası nedeniyle bu bağışın önemine dikkat çeken bir yazı kaleme aldı. Seymen, operasyon sürecinde yaşadıklarını ve organ bekleyen arkadaşlarının kaygılarını şöyle anlattı: Organlarınızı bağışladınız mı? Ya da gidip organ bağışı kartı doldurdunuz mu?Aslında karta gerek yok çünkü siz organlarınızı bağışlamış olsanız bile, aileniz bağışı kabul etmezse, organlarınız bağışlanamıyor. Bağışın gerçekleşmesi için bu konuyu şimdiden ailenizle konuşmanız ve onlara vasiyette bulunmanız gerekiyor.
Beklemek çok zordur!
Ben bugün sağlıklıysam, bu yazıyı yazabiliyorsam, bilin ki bu 19 yaşındaki Alper Köse'nin sayesinde. O 19 yaşında hayata gözlerini yumarken, ben 21 yaşımda ikinci hayatıma 'merhaba' dedim. Bu kimin sayesinde mi oldu? Tabii ki Alper'in ve ailesinin... Diyaliz hastası olmak, karaciğer hastası olmak ve kalp yetmezliği çekmek dünyanın en zor hastalıkları arasında yer alıyor. Bu hastalıklarla ilgili ameliyatlar da bir o kadar zor. Düşünsenize; bir kişi hayatını kaybediyor ancak diğer yandan 4-5 kişi hayata geri dönüyor. Organ beklemek kolay bir olay değildir! Hastalar başka birinin hayatının son bulacağını düşünmeden beklerler. Bekleme sürecinde her gün diyaliz makinesinden çıktıktan sonra, kemikleriniz biraz daha kamburlaşır. 'Bugün de bitti' diye sevinirsiniz. Eve gittiğinizde ailenizdekiler doya doya su içerken, sizin içemeyeceğiniz, istediğiniz kadar meyve yiyemeyeceğiniz aklınıza gelir. İçiniz buruk tutarsınız her gün evinizin yolunu...
Türkiye'de yetersiz!
Aslında ne su içememek ne de istediğinizi yiyememek önemlidir. Esas önemli olan kemiklerinizin erimesi, iç organlarınızın her gün biraz daha hasar görmesidir. Türkiye'de organ bağışları hiçbir zaman yeterli olmadı. Her yıl binlerce hasta, nakil olamadığı için yaşamını kaybediyor. Oysa siz bunu engelleyebilirsiniz. Nasıl mı? Organ bağışını çevrenizdeki herkese anlatarak, bu konuda tartışarak, konuşarak... Hakkında konuşulması, organ bağışı oranını arttıracaktır. Ben buna inanıyorum. Birisi bana, "Ne yapabilirim? Organlarımı nereye bağışlamam lazım?" diye sorduğunda, ona verdiğim tek cevap şu oluyor: "Ailenize organlarınızı bağışlamalarını söyleyin, onları ikna edin yeter!" Türkiye'de 60 binden fazla organ bekleyen hasta var. Tek çareleri nakil olmak! Bunun için doktorlar kadar insanlarımızın da bilinçli ve organ bağışına istekli olmaları lazım. Türkiye'nin en çok organ nakli yapan merkezi olan Akdeniz Üniversitesi Organ Nakli Merkezi, 2007 yılının başından bugüne kadar 210'un üzerinde böbrek nakli yaptı. Yıl sonuna kadar hedef 300 böbrek nakli... Ayrıca 15 karaciğer ve 5 de karaciğer nakli yapıldı. Türkiye genelinde de organ bağışlarında artış var. Ancak hatırlatmak gerekiyor ki; kart doldurmuş olanlar organlarını tam anlamıyla bağışlamış olmuyorlar.
Kahraman olun!
Birgün sizin veya bir yakınınızın da organa ihtiyacı olabilir. O zaman siz de organ bağışının önemini anlayacaksınız. Ama neden o kadar geç kalınsın ki? Şimdiden organlarınızı bağışlayın. Anne-babalar organ bağışı yoluyla kendi evlatlarından sonra başka evlatlara da hayat verebilir. Bağış kararını onaylayarak birilerinin kahramanı olurlar. İşte organ bağışı böyle bir olaydır. Belki hayattayken 5 kişinin hayatını kurtaramazsınız. Ancak, organlarınızı bağışlarsanız diğer insanlara miras olarak organlarınızı bırakabilirsiniz. Bu dünyada bırakabileceğiniz en güzel miras organlarınız... Onları bağışlayıp, hayat kurtarın!
Yayın tarihi: 7 Kasım 2007, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/11/07/gny/haber,D4E454D0A46543F894178FD7516368DA.html
Tüm hakları saklıdır.