Başbakan
Erdoğan'ın, ABD Başkanı
Bush ile yaptığı görüşmeyi "
dağ fare doğurdu " diye yorumlayanlar var.
Bu yorum, ne doğru, ne de yanlış. Sadece aceleyle yapılmış bir değerlendirme. Çünkü...
Başkan Bush'un konuşmasında iki temel nokta dikkatimizi çekti:
Birincisi... "
PKK ; hem ABD'nin,
hem Irak'ın,
hem de Türkiye'nin
düşmanıdır " demesi.
İkincisi... "
ABD, Türkiye'ye sıcak (anında) istihbarat sağlayacaktır " açıklaması.
Dikkat ederseniz bu iki söz arasında '
uçurum' denecek kadar bir mesafe var ve o mesafenin doldurulması gerekiyor.
Peki kim dolduracak?
Görünen o ki askerler.
Genelkurmay İkinci Başkanı Org.
Ergin Saygun ve ekibi,
Amerikalı meslektaşlarıyla birlikte 'istihbarat' kavramıyla 'düşman' kavramını birbirine bağlayacak "tedbirler ve eylemler" zincirini oluşturacaklar.
Başbakan'ın "
Terörist kamplarının dağıtılmasında, liderlerinin yakalanmasında ve lojistik desteğin engellenmesinde yapılabilecekleri konuşma fırsatımız oldu " demesi, o boşluğun nasıl doldurulacağına dair ipuçları veriyor zaten.
Mesela önümüzdeki dönemde... "
Dağlıca saldırısının emrini veren, '
Ape Hüseyin' kod adlı PKK yöneticisi şu anda bilmem nerede" şeklinde... Irak'taki ABD güçlerinden... Hatta Barzani'den kaynaklanan bir '
al-götür' istihbaratı sonucunda... Bu kişi yakalanıp Türkiye'ye getirilirse hiç şaşırmam.
(
Ara notu: "
Barzani istihbarat vermez " demeyin. Fırsatını buldu mu, bazı PKK yöneticilerini kendi eliyle dahi teslim eder. Yeter ki ABD istesin!)
Ya da mesela,
Kandil'e "
netice alıcı " bombardıman yapmayı sağlayacak istihbarat gelirse... Bu da şaşırtıcı olmaz.
Çünkü ABD, yöneticisiyle ve kamuoyuyla burnundan soluyan Türkiye'yi teskin etmeyi tercih edecektir.
Dünya kamuoyu önünde "
ortak düşmanımız " dedikten sonra oyalamayı sürdürmek onların da işine gelmez.
Peki, böylece PKK biter mi?
Sanmıyorum.
Ancak birkaç önemli yöneticisinin yakalanacağı ve ciddi yara alacağı bazı 'kısmi' operasyonlara maruz kalırsa... Pabucun pahalı olduğunu anlayıp sinecektir.
Sinecek de ne olacak?
Eğer ABD,
İran'a karşı bir şeyler düşünüyorsa... Artık '
Kürt milliyetçiliğinin şiddet organı' olmaktan ziyade, iyiden iyiye bir
taşeron örgüt haline gelen PKK... İşte o aşamada kullanılacaktır.
Dolayısıyla bundan sonra kulağımız; hükümet kadar, hatta ondan da fazla,
Genelkurmay'da olmalı.
Çünkü
Beyaz Saray'da verilen sözlerin tutulup tutulmadığını ya da "
dağın fare doğurup doğurmadığını " askerlerin tavrı gösterecek.
Not: Bu tür analiz ve tahminlerin ciddi bir sorunu var. İster istemez birkaç aktörü hesaba katıyor. Biz kendi açımızdan bunları düşünürken acaba
İran ve
Rusya ne yapıyor? Şu iletişim çağında, olup biteni anında öğrenen PKK'lılar nasıl bir yol izleyecek? Mesela kaçacaklar mı, yoksa meydan okumaya mı kalkışacaklar? "
Çok aktörlü " yani "
çok değişkenli " denklemleri çözmek kolay değil.
Yayın tarihi: 7 Kasım 2007, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/11/07//haber,09EA3A1E07384F2E90A1E022A18D9A05.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.