Sofranın ortasına bir sepet içerisinde konan ekmeğin, kaynaşma ve iletişim aracı olduğunu düşünen Alain Coumont, tüm Le Pain Quotidien şubelerine uzun masalar koydurmuş. "23 kişilik bu masalar, insanların ekmeği birbirlerine uzatması ve kaynaşması için yapıldı," diyor başarılı şef. Ekmeği, yemeğin en önemli unsuru olarak gören Belçikalı şef, "Bu düzen aslında çok riskliydi. İlk şubeyi açtığımda bir büyük masa dışında başka masam da yoktu. Genç-yaşlı herkesin bir arada oturması gerekiyordu. Ancak ben ekmeğin bir kaynaşma sağlayacağına inandım ve yanılmadım. Bugün dünyanın birçok yerinde şubemiz var," diyor ve başarısının ardında, ekmek konseptiyle bütünleşen sade ahşap dekorasyonunun yattığını da sözlerine ekliyor. Süpermarketlerde satılan ve birçok restoranda yediği ekmekleri beğenmeyen Coumont, Türkiye'de yediği sokak simidini ise çok sevdiğini belirtiyor ve küçük de bir öneride bulunuyor: "Sokak simidini humusla beraber yiyin, gerçekten çok lezzetli oluyor!" Dünyanın her yerinde ekmeğin öneminin arttığını ve adeta bir 'ekmek trendi' başladığını belirten şefin öngörüsü ise şu: "Bir dönem dünyada suşi furyası vardı. Her yerde şusi barlar açıldı. Ben 20 yıl sonra bunların yerini organik, farklı çeşitlerde ekmeklerin satıldığı 'ekmek barlar'ın alacağını düşünüyorum."
Yayın tarihi: 4 Kasım 2007, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/11/04/pz/haber,2B296733C56D4AE8BD742F654D8899E8.html
Tüm hakları saklıdır.