Bu ülkenin Doğu'su da var

Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgesinden 91 sivil toplum kuruluşu önemli bir çağrı yaptı.
Bölgede halkla iç içe yaşayan bu kurumlar net tavırlarını ortaya koydu ve PKK'ya "Silahı bırak" dedi.
Terör Türkiye'nin canını yakıyor, ana-babaların yüreğini dağlıyor ama asıl kötülüğünü doğrudan bölgeye yapıyor.
Şiddet sarmalındaki bölge ekonomik kalkınma, kültürel hakları konuşmak yerine terör gerçeğini yaşıyor.
"Kin ve nefret havasının yayılması" en büyük tehlike.
Sivil toplum kuruluşları bu gerçeğin bilincinde olarak harekete geçmiş ve doğru bir tavır almışlardır.
Terörün hüküm sürdüğü bir ortamda ne düşünce özgürlüğü, ne mülkiyet özgürlüğü, ne de kardeşçe bir arada yaşama hakkı güvencede olabilir.
Doğrudan bölge halkını tehdit eden bu gelişmelerin önlenmesinin ilk ve temel şartı PKK'nın silahı bırakmasından geçmektedir.
Bu ülkenin toplumsal dokusuna hasar vermek amacında olan bir örgütün buna kulak vermesi beklenemez elbette.
Ancak bölgenin önde gelen insanlarının teröre net bir dille karşı çıkması, halkı birbirine düşürmek isteyen kesimlerin oyununu bozacak bir duruştur.
Bu sesin duyulması, bölge insanının şiddete karşı duruşunun farkında olunması gerekir.
Kanın durması, şiddetin bu coğrafyadan sökülüp atılmasında bölgenin aydınlarının, sivil toplum kuruluşlarının, siyasetçilerinin rolü büyük olacaktır.
Şiddetin durması, Kürt meselesinin siyasi, hukuki, ekonomik çözümlerinin özgürce tartışılabileceği bir ortamı da yaratacaktır.
Toplumsal desteğini kaybeden bir terör örgütü ayakta duramaz. Dış desteği ne olursa olsun, duramaz.
Bu nedenle, bölgenin sivil toplum kuruluşlarının öne çıkıp seslerini yükseltmesi ve "Şiddete hayır" demesi önemsenmesi gereken bir gelişmedir.
Dileriz bu çağrıları Kandil'de olmasa bile Ankara'da ses getirir.