Öğretmen köye tayin olmuş.. Köyün yolunu tutmuş... Kravatı, kostümü, fötr şapkası, her şey tamam.. Ama, ne ki bekâr.. Gel zaman, git zaman... Bakmış olacak gibi değil. Bekârlık canına tak etmeye başlamış. Yavaş yavaş aranmaya koyulmuş. Sağa- sola. Sonra öğrencilere. Sonunda sınıfta, genç irisi bir kızı gözüne kestirmiş. Bir gün ders bitiminde, allem etmiş, kalem etmiş, kızı sınıfta bıraktırmış. Ve ne yapıp, edip kürsünün oraya. Ama fötr var, pantolon var, kravat var. Kızı yere yatırmasıyla, fötrü kürsünün üstüne. Pantolonu da fora aşağıya. Öğretmenin gözü dönmüş vaziyette. Ama tam o sırada kızın babası gelmiş. Bakmış ki, ders-mers hak getire. Kürsünün ardında kızı yerde, üstünde ceket gömlek kravat, altı ise çırılçıplak bir hoca. Öğretmen hemen doğrulmuş. Başına fötrü geçirmiş ve bağırmaya başlamış "'Sabah erken gel' dedim, gelmedi. 'Yerleri süpür' dedim, süpürmedi. 'Dersini çalış' dedim, çalışmadı. Biz adamı böyle yaparız."
Yayın tarihi: 20 Ekim 2007, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/10/20//haber,3BE8447300A74D75A8E5A4CAD1DBFAEB.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.