Reyting ölçümlerinin nasıl yapıldığı ve güvenilir olup olmadığı her zaman tartışma konusu olmuştur. İnsanlar, televizyon programlarının hangisinin yaşayıp, hangisinin buharlaşacağına sadece 2100 hanenin karar vermesini pek adil bulmazlar. "Etrafımda hiç ölçüm cihazı bulunan eve rastlamadım. Kimi ölçüyor bunlar?" diye olaya kuşkuyla yaklaşanlar çoğunlukta. Benim tanıdığım bir peoplemeter (ölçüm cihazı) sahibi aile var. Sistemin nasıl işlediğini bir kez daha anlatayım. Haneye yerleştirilen ve televizyona bağlanan cihazın özel bir kumandası var. Bu kumandanın üzerinde aile fertlerinin her biri için özel kodlar yer alıyor. Ekran başına geçtiğinizde kodunuzu giriyorsunuz. Ekran başından kalktığınızda koddan çıkıyorsunuz. Her işlem için kumandayı kullanmanız gerekiyor. Yani diyelim ki mutfağa su içmeye gittiniz. Aleti kapatıp, açmak zorundasınız. Buna ne kadar riayet edildiğini bilmiyorum. Ama dostumun söylediğine göre eğer uzun süre kod girmemişseniz ya da makul bir süreden daha uzun bir zaman aynı kanalda kaldıysanız, merkezden hemen telefon geliyor ve sizi kontrol ediyorlarmış. Pek çok Avrupa ülkesinde kullanılan peoplemeter'lar ise daha çağdaş. Her seferinde kumandaya kod girmeniz, tuşa basmanız gerekmiyor. Alet sizi sesinizden tanıyor. Ekranın karşısına geçtiğinizde "Buradayım" diyor, kalkarken, "Gidiyorum" diyorsunuz. Elbette bu yöntem daha sağlıklı. Ancak AGB Anadolu ölçüm şirketi bu sisteme geçmek için üye kuruluşlardan inanılmaz bir para talep ediyormuş. Yani şimdilik "aç-kapa"ya devam!.. Bu arada satılan tüm televizyonlara bir çip eklenmesini ve ölçümün "yurt genelinde" yapılmasını önerenler var. Ancak bu yöntem şimdilik teknik olarak pek mümkün değil. Zira olay, veri alımında değil, "bilginin değerlendirilip, istatistiki değer haline getirilmesinde" düğümleniyor. Bir başka kesim ise dijital platform abonelerinin nasıl olsa merkeze bağlı olduğunu, onlardan gelecek sinyallerin değerlendirilmesi gerektiğini söylüyorlar. Ancak platform kullanıcılarının üst seviyede ekonomik ve sosyal statü taşıdığı unutuluyor. Peki ya C-D grubu izleyicinin beğeni ve alışkanlıkları ne olacak? Ayrıca dijital platform kullanıcılarının büyük bölümü decoder'lerine "kuşku" ile bakıyorlarmış. Çünkü evlerinde "izlenildiklerinden ve dinlenildiklerinden" şüphe ediyorlarmış. Ayrıca "erotik yayınları izlediğinin anlaşılmasından" kaygı duyanlar da varmış. Tabii ki böyle bir "casusluk" durumu söz konusu değil. Ama abonelerin büyük bir çoğunluğu, platformun interaktif hizmetlerinden yararlanmamayı göze alarak, decoder'in arkasındaki telefon bağlantısını çıkartıyorlarmış. Bu durumda "paranoya sahibi" abonelerden sağlıklı bir reyting verisi elde etmek mümkün olabilir mi?
Bugünkü Tüm Yazıları
Ya beni decoder ile dinliyorlarsa?
Yayın tarihi: 20 Ekim 2007, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/10/20/gny/aytug.html
Tüm hakları saklıdır.