1950’li yıllarda podyuma çıkan ve ‘Türkiye’nin ilk milli mankeni’ unvanına sahip olan Lale Belkıs, genç kızlara taş çıkartan fiziğiyle GÜNAYDIN için mankenlik günlerindeki gibi pozlar verdi. Belkıs, bugüne dek hayatını anlattığı ‘İpek Çoraplar’ adlı kitabın yanı sıra; 15 resim sergisi açtı ve 25 tane 45’lik plak yaptı.
İLİŞKİLİ HABERLER
'Beyaz Melek'te Dicle'yi yaktığımız sahne süperdi
'Beyaz Melek'te Dicle'yi yaktığımız sahne süperdi
* 26 yıllık bir aradan sonra 'Beyaz Melek'le sinemaya dönüyorsunuz. Neden bu kadar uzun bir ara verdiniz?
En son 1981'de 'Bir Kırık Aşk Hikayesi' adlı filmde oynadım. Gelen pek çok sit-com tarzı televizyon projesini de bana uygun rol almadığı için reddettim. İzleyicideki neredeyse bilinçaltına sızmış Lale Belkıs imajını zedelemeye hakkım yok. Bir de hep kötü kadın rolleri geldi bana, onlardan kaçtım.
* Özlemediniz mi sinemayı?
Çok özledim. Ayrıca film piyasasından uzak kaldım ama televizyonda sıklıkla gösterilen filmlerimiz sayesinde üçüncü kuşakla tanışma fırsatını yakaladım.
* Nasıl geldi teklif size? Rolünüzden biraz bahseder misiniz?
Atilla Dorsay Bey önermiş beni. Terk edilmiş, huzurevinde yaşayan eski bir şarkıcıyı oynuyorum.
* Çekimler nasıl geçti?
Çok iyi geçti. 87 kişilik bir ekiptik. Tek münakaşımız bile olmadı ne yönetmenle, ne yapımcılarla. Sevgi bağı içindeydik ve benim için çok güzel bir anı oldu. Mesela gece çalışıyorduk; Dicle'nin önündeydik, ışıklar yandı çekim yapılıyor... O sırada horozlar ötmeye başladı. Horozlar sabah oldu zannetmiş. Ayrıca Dicle'yi yakma sahnesini de unutamam...
İLİŞKİLİ HABERLER
'Beyaz Melek'te Dicle'yi yaktığımız sahne süperdi
Yayın tarihi: 15 Ekim 2007, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/10/15/gny/haber,3F68AE3469774099BC9F4D3580B456D9.html
Tüm hakları saklıdır.