kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 14 Ekim 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Atalay Noyaner, korumalarıyla dolaşıyor.

'Gazinocu doğdum, hiç içki içmedim'

Elif KORAP
23.09.2007
İzmir Fuarı'nın eski ihtişamlı günlerinde Akasyalar ve Maksim gazinolarını işleten Atalay Noyaner, şu sıralar İzmir'de büyük bir müzikhol açmak için çalışıyor. Sezen Aksu'dan Bülent Ersoy'a, Seda Sayan'dan İbrahim Tatlıses'e, müzik piyasasının bugünkü starlarının gazinolarında sahne aldığı Noyaner, o günlere dair sırlarını anlattı..
* Hülya Avşar tek başına solist olmaz. Muazzez Abacı veya Bülent Ersoy'un altında olur.

* Bir kez Seda Sayan'a fırça çektim: "Benim gazinomdan çıkıp başkasının arabasına binemezsin. Canın bilmem ne yapmak istiyorsa otele git."

* Sibel Can, Muazzez Ersoy "Haydi Atalay gidelim, şu kumarhanede vakit geçirelim," derlerdi. Pisliğin içine girmedim.

Onun iki lakabı var. Biri 'Amca', diğeri 'Son İmparator'. İzmir Fuarı'nın gazinolarının meşhur olduğu, starların sahneye çıkmak, assolist olmak için yarıştığı yılarda, fuardaki meşhur Akasyalar'ın ve Maksim'in sahibiydi. O da 2000 yılına kadar dayanabildi. 2000'de gazinolar yıkılınca bir dönem de kapandı. Son İmparator Atalay Noyaner de şu sıralar, İzmir'de büyük bir eğlence tesisini, Turkuaz'ı işletiyor. Noyaner'le fuar vesilesiyle nostaljik bir söyleşi yapmak istedik. Çünkü İzmir Fuarı'nı yeniden eski ihtişamlı günlerine döndürme çalışmaları var. En önemli eksikliklerinden biri de o eski gazinoların olmaması. Ancak Noyaner küçük bir rahatsızlık geçirince söyleşimiz ertelendi. Yeniden buluştuğumuzda da, hâlâ aklı İzmir'de büyük bir müzikhol açmakta olan Noyaner'le, bitmek tükenmek bilmeyen assolist tartışmasının sürdüğü şu günlerde 'gazino' bahsini açtık.

- Siz doğuştan gazinocu musunuz?
- Evet, aynen öyle. Babam 1938 yılında Akasyalar'ı alıyor. 1941'de de ben doğuyorum. Babam o zamana kadar fırıncı. Fırıncılıktan kazandığı üç beş kuruşla İzmir Fuarı'nın içinde Akasyalar'ın olduğu yeri alıyor. O zamanlar bir kıymeti yok ki. Birkaç sandalyeyle masa atıyor. Başlıyor işletmeye. Bu da ailece bizim kaderimizi değiştiriyor.

- Herkes gibi memur, öğretmen, mühendis değil de gazinocu çocuğu olarak dünyaya geliyor Atalay Noyaner. Peki doğduğu gün mü çiziliyor geleceği? "Bu çocuk da büyüyünce bu işleri sürdürecek," mi diyorlar?
- Öyle bir karar alınmıyor. Ama her şey kendiliğinden beni oraya götürüyor. Dokuz yaşındayım. İnciraltı'nda ben, ablam ve annem yürüyoruz. Annem birden fenalaşıyor. Eve çıkarıyoruz. Sabaha kadar annemin bileklerini ovuyorum. Meğer annem ölmüş, ama ben hâlâ bileklerini ovuyorum iyileşecek diye. Oysa beyin kanaması geçiriyor o sırada. O gün 20 Ağustos... İzmir Fuarı'nın açıldığı gün. Babam Fuar'da, gazinoda çalışıyor, telefon da yok evde, arayamıyorum. Sonradan haberi oluyor.

- Suçluyor musunuz babanızı. "Gazinocu olmasaydı, sabahlara kadar çalışmasaydı, annem kurtulurdu," diye düşünüyor musunuz?
- Hayır. Onu suçlamıyorum. Ama intihar etmeye kalkıyorum. Kendimi atacağım balkondan. O kadar çaresizim yani. Ama tutuyorlar beni. Amcamın oğlu engelliyor.

- Nasıl etkiliyor annesizlik sizi?
- Altı yaşımdan beri gazinoya gidip geliyorum zaten. Ama annem ölünce birden olgunlaşıyorum. Babama yardım ediyorum. Gerekirse sahilde mısır satıyorum, gazinoda işlere bakıyorum, kendi paramı kazanıyorum. Üç yıl sonra da babam başka biriyle evleniyor. Üvey annemle de anlaşamıyorum. Daha da hırslanıyorum. Bu arada söylemedim değil mi? Futbol oynuyorum Göztepe'de. Aklımda gazinocu değil, futbolcu olmak var. Ama gol kralı değil gazinolar kralı oluyorum işte.

- Futbol kariyerinizi babanız mı istemiyor?
- Babam okumamı istiyor tabii. Ama futbolu, Göztepe'nin transferde verdiği parayı beğenmediğim için bırakıyorum. Yani farkında olmadan her şey beni gazinoculuğu seçmeye itiyor. İktisadi Bilimler Fakültesi'nde okuyorum. Bitirince yaptığım işler de beni mutlu etmiyor. Ben yine gazinoya dönüyorum.

- Babanızın tek erkek çocuğu musunuz? Neden size kalıyor bu işler?
- Yoo, beş çocuklu bir aileyiz aslında. Ağabeyim de çalışıyor başta ama sonra çekiliyor. Ben hepsini tasfiye ediyorum zamanla. Benim kafam basıyor. Daha ilgiliyim. Babam bana destek oluyor. İşler de bana kalıyor. Ama ben de hırslıyım. Hamiyet Yüceses'ler, Mualla Mukadder'lerle çalışıyor babam. O zaman külhanbeyleri dönemi, henüz mafya yok. Babam bu külhanbeylerden bıkıyor, içkisiz devam ediyor. Benim dönemimde yine içkili gazinoya dönüyoruz. Dönemin en ünlü sanatçılarını getiriyorum Akasyalar'a. 1971'de bir de Maksim'i açıyorum. O zaman rakiplerimiz Dalyan, Fuar'da Kübana....

- Kimlerle çalışıyorsunuz o yıllarda?
- Behiye Aksoy, Muazzez Abacı... Maksim'de Bülent Ersoy, İbrahim Tatlıses, Gönül Yazar, Seda Sayan, Ebru Gündeş, Muazzez Ersoy, Muazzez Abacı, Zuhal Olcay, Zerrin Özer, Nilüfer, Kayahan, Sibel Can, Seren Serengil, Türkiye'nin ne kadar starı varsa çalıştım.
Haberin fotoğrafları