FİLMİN adı Captivity.. Yani Esaret.. Giderseniz iki saatlik esarete hazır olun.. Ya da en iyisi gitmeyin..
İyi ki Testere iyi iş yaptı.. Sadece devamı değil, benzerleri de geldi. Kendi kendine Tanrıcılık oynamaya karar vermiş bir sapık, kurbanlarını özel bir işkence evine çevirdiği villasına kapıyor ve onlarla oynamaya başlıyor.. Kedi fare.. Kedi nasıl kurbanını öldürmeden saatlerce oynar onunla.. İşte o..
Film de bu.. Yani nerden baksanız 10 dakika.. Sonrası uzatma.. Bir oyun.. Bir daha.. Bir daha.. Bir daha..
Bu dakikalar geçtiği halde gelişmeyen başladığı yerde kalan, vakit dolunca da "Hadi bitsin" denen filmler moda oldu herhalde. Ya da Hollywood'da senaryo yazacak kalem kalmadı. Şimdi aynen Testere gibi klostrofobik, kapalı, karanlık tek mekânda geçen filmi çekici kılacak şey, sapığın hazırladığı oyunların iyi düşünülmüş, zekice ve ilginç olması.. Yok.. O kadar sıradan ki, adamın uyguladıkları, Sevgili İlhan Ağabey'in anlattığı (Selçuk) Ziverbey işkenceleri, dahiyane olur bunların yanında..
Eee.. O zaman.. O zaman, herifin kapattığı ve işkence ettiği, filmin hemen her sahnesinde, çoğunda da tek başına olan kadının çok cazip olması gerek. Filmdeki rol de öyle yazılmış.. Top Model.. Resimleri Amerika'nın bütün dergilerinde yayınlanan müthiş bir kapak kızı.. Çok güzel.. Çok dişi.. Herkes onu istiyor, arzuluyor..
Hadi canım.. Elisha Cuthbert gibileri Ortaköy'de on dakikada on defa geçiyor, kimse de dönüp bakmıyor. O kadar sıradan bir tip..
Filmin sürprizini de daha ilk yarı dolmadan çözüyorsunuz.. Üstelik çok dikkatli izlemeniz de gerekmeden..
O zaman Dehşet Odası adıyla bizde pazarlanan filme gitmeniz için hiçbir sebep yok..
Yayın tarihi: 12 Ekim 2007, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/10/12//haber,47BD2927F64A495BA866422281DE27EE.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.