kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 2 Ekim 2007, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
YAVUZ DONAT

Ankara'da 'mesafeli' ilişkiler Ankara'da 'mesafeli' ilişkiler

TBMM'nin yeni yasama dönemine girişinin "hemen öncesinde" Deniz Baykal, arkadaşlarını "son defa" uyardı:
- Meclis genel kuruluna katılacağız.
Deniz bey:
- Meclis'i boşaltacak halimiz yok.
- Meclis, bizim Meclis'imiz.
- Meclis'e gireceğiz, milletin bize verdiği ana muhalefet görevini yapacağız.
Dün sabah Deniz Baykal'la "bu konuları" konuştuk. Dedi ki:
- Cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldı. Yapılış tarzı tartışmalıydı. Gerginliğe yol açtı. Bu gerginlik olmayabilirdi. Ama oldu.
- Cumhurbaşkanlığı seçiminden kaynaklanan gerilim sürüyor.
Deniz Baykal:
- Çizgimizde bir kırılma yok.
- Abdullah Gül meşru Cumhurbaşkanı'dır.
- Onu tanımamak ve elini sıkmamak gibi bir tavrın içine girmem.
- Devletin ihtiyacı olunca, düşüncemizi söylememiz gerekince birlikte çalışırız.
- Ancak bir çizgimiz var, o çizgi devam eder.
Son zamanlarda "çizgilere renk vermek" bir moda.
"Kırmızı çizgi" gibi. Deniz beyle sohbetimizde böyle bir "çizgi renklendirmesine" girmedik.
Baykal'ın "Cumhurbaşkanı ile ilgili çizgilerine" gelince...
"Şunları" dinledik:
- Sayın Gül'ün bazı eski sözleri nedeniyle kaygılarımız var.
- Bundan dolayı duyarlıyız.
- Hassasiyetimiz, dikkatimiz sürecek.
- Kesinlikle bir meşruiyet tartışması açmam. Meclis görevini yapmış ve seçmiştir.
- Ama biz Çankaya'ya karşı mesafeli bir tavır sergileriz.
Deniz Baykal:
- Arkadaşlar haydi Meclis'e...
Ve sonra da "bize" son sözleri:
- Sürekli teyakkuz halinde olacağız.
Teyakkuzun, sözlükteki karşılığının "uyanıklık" olduğunu söylemeye gerek var mı?