Devlet Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın'ı
"tanırdık" ama... İftarda yanyana oturunca
"daha da iyi tanıdık." Mütevazı.
Bakandan milletvekiline, garsondan temizlikçiye
"herkesle ilgili." Yurtdışında eğitim yapan, İngilizce Fransızca Arapça konuşan
"ilahiyat hocası" Mehmet Aydın
"uzmanlık alanı ile ilgili her şeyi biliyor." Ama
"biliyorum" demiyor.
"Tevazu onun süsü." İftardan sonra bir milletvekili sigara ikram etti.
Mehmet Aydın
"içmiyorum" dedi:
- Keşke siz de içmeseniz sayın milletvekilim. - Ama sayın Bakanım, doğarken kaderimiz alnımıza yazılmış... Ne zaman öleceğimiz belli... Onun için içmenin zararı ne?
Mehmet Aydın yanıt vermedi. Sonra da kulağımıza eğildi:
-
Alınyazısı diye bir şey var, doğru. - Ama yazımız, biz yaşadıkça yazılmaya devam ediyor.
-
Nasıl olsa kaderim belli diye her istediğinizi yapmanız, vücudunuzu ihmal etmeniz, tehlikeli otomobil kullanmanız sözkonusu olabilir mi? Sonra Mehmet Aydın'ın
"çocukluk anılarını" dinledik. Gördük ki o
"İçimizden biri. Koltuk ona bir şey vermemiş, o oturduğu koltuğa çok şey eklemiş."
Bugünkü Tüm Yazıları
Mehmet Aydın... "Tevazu onun süsü"
Yayın tarihi: 1 Ekim 2007, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/10/01//haber,3CAD5341EA3C4208B320BED851FA7361.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.