Dünya çapında bir alışveriş sitesi olan amazon.com'da kişisel gelişim hakkında 140 bin 559 kitap kaydı var. İnternetin en büyük arama motorlarından Google'da ise, yine kişisel gelişim hakkında 261 bin kayıt karşınıza çıkıyor. Bu rakamlar; her gün ne kadar çok insanın, daha problemsiz, daha iyi bir yaşam bulabilmek ümidiyle kitaplara, dergilere ve internete yöneldiğini gösteriyor. Okurlarım da, yıllardır benden kitap önermemi istiyor. Amerika'da yaşadığım için Türkçe kitapları sık sık takip edemiyorum ama genel olarak, kişisel gelişim kitabı seçerken değerlendirmeniz gerekenleri yazabilirim. En kaçınılması gerekenler; kısa yoldan sonuca ulaşmayı vaat eden kitaplar. Gittikçe büyüyen bu pazarın bir bölümü; zor ve şahsi problemlere, kolay ve genel cevaplar önererek, her birimizin kendimize ait yolculuğunun olduğunu görmezden geliyor. '30 günde istediğin vücuda kavuş', '10 adımda hayatını değiştir', 'Hayalindeki ilişkiye sahip olmanın sırrı' gibi başlıklar bunların örneği... (Bunun için yıllardır entelektüeller, kişisel gelişim kitaplarının kuş beyinliler için olduğunu düşünür.)
STRESE SOKABİLİR Kişiyi, gerçek dışı pozitifliğe yönlendiren kitaplar da, aslında bizleri daha çok strese bile sokabiliyor. Stresli ve gergin olduğunuz bir dönemde, kendinizi pozitif düşünmeye zorlamak tam tersi etki yaratır, hatta negatifliği daha da yoğunlaştırır. Onun yerine, hayatınızın dengesini bozan bazı davranış alışkanlıklarına ve düşünce şekline dikkat çeken kitapları seçmenizi öneririm. Okuduğunuz kitap; size ne yapmanız gerektiğini söylememeli, hayatınızı nasıl yaşadığınızı sorgulamanızı sağlayabilmeli. Bu tip kitapları okumanız için ciddi bir travma veya ruhsal bozukluk geçirmiş olmanız gerekmiyor. Geçenlerde Ertuğrul Özkök bile, "Etrafımdaki kadınların çoğu 'Kendimi yalnız hissediyorum' diye şikayet ediyorlar" diye yazmıştı. Yani depresif ruh hali; zenginlik, başarı, sınıf dinlemiyor, sadece insan olmamız yeterli.
SOLUK ALDIRIR Genelde böyle hissetmemizin sebebi, bizi mutsuz eden ortamdan sıyrılabilecek motivasyon ve bakış açısını geliştiremiyor olmamız. Problemlerinize görünürde uygun bir çözüm bulamadığınız, aynı şeyleri tekrarlayıp, farklı sonuçlar beklediğiniz bir dönemde okuduğunuz bir kitap, şartlarınıza farklı bir yönden bakmanızı sağlayabilir ve "Hımmm, bunu hiç böyle düşünmemiştim" dedirtir size. Bir okurumun yazdığı gibi; "Bazı şeyleri anlamamız için birilerinin gözümüze sokması gerekir ya, işte kitabınızı okuyunca öyle oldu. Kendime ne çok haksızlık ediyor, üzerime ne kadar yük alıyormuşum meğer..." Mesela ayrılık acısı yaşadığınız bir dönemde okuduğunuz bir kitap, ilişkilerinizde neyi tekrarladığınız için mutsuz olduğunuza sizi uyandırabilir ve tekrarlanan zinciri kırmanız için sizi motive edebilir. Ya da, kendinize işkence boyutunda baskı yaptığınız bir dönemde olduğunuz gibi yaşamanıza (dul, bekar, zayıf, kilolu...) izin veren bir kitaptır. Yavaşlayıp, bir soluk almanızı sağlar.
BU BENİM HAYATIM Genelde genç yaştan itibaren kiminle evleneceğimize, kiminle arkadaşlık edeceğimize, nasıl bir kariyer edineceğimize tek başımıza değil, en yakınlarımızın baskısı ve yönlendirmesi ile karar veriyoruz. Yani bizi gerçekten mutlu edecek bir şeyi yaptığımız için değil, toplumun uygun gördüğü yaşantıyı fark etmeden seçiyoruz. Onun için hayatlarının pek çok yönünde başarılı olan insanlar bile, aslında doyumsuz ve yalnız hissediyorlar kendilerini. Yeri geldiğinde güldüren ve düşündüren, yeri gelince de 'Bu benim hayatım' demenin bencillik olmadığını anlatabilen bir kitap; hayatınızı, vücudunuzu, paranızı ve enerjinizi kiminle paylaşacağınıza dair kontrolü ele almanızı sağlayabilir. Sonuç olarak sürekli daha zayıf, daha genç, daha güzel ve güçlü görünmeye şartlandığımız bir toplumda, dış dünya ile iç dünyamızın dengesini daha sağlıklı kurabilmemize yardımcı olacak her kitaba açık olabilmek gerekiyor.
Yayın tarihi: 29 Eylül 2007, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/09/29/gny/haber,13893F1F7569411AAC25E26EC70560A9.html
Tüm hakları saklıdır.