YASEMİN Bozkurt, gündüz kuşağı kadın programlarının yaratıcısıdır. Bu özelliğiyle övgü de aldı, yergi de... Ama tartışılmayacak olan, onun iyi bir televizyoncu olduğudur. Yasemin bir yılı aşkın bir süredir ABD'deydi. Sık sık haberleştik. Oradaki şov programlarını yakın takibe almıştı. Ekranda pek çok taklidi türeyen kendi formatını geliştirmeye çalışıyordu. Ama anladığım kadarıyla Türk izleyicisiyle en uyuşan formatın yine Yasemin'in Penceresi olduğuna kanaat getirmiş. Şimdilerde Star ekranında kadın izleyiciyi eskiden olduğu gibi yeniden avuçlarının içine almaya çalışıyor. İlk iki programının konuğu ünlü komedyen Yasemin Yalçın'dı. Yaklaşık 5 yıldır ekranlardan uzak duran Yalçın, meğer neşeli görüntüsünün tersine büyük bir dram yaşıyormuş. Günde beş kez insülin alması gereken minik kızını hayatta tutabilmek, büyük kızını "hayırlı bir evlat olarak" yetiştirebilmek, toprağa verdiği annesinin içinde yarattığı büyük boşluğu doldurabilmek, bu arada sağlık sorunlarıyla uğraşmak zorunda kalan Yasemin Yalçın'ın öyküsü adeta "ağlayan palyaço" hikayesi gibiydi. İçinden hepimize pek çok hayat dersi çıktı. Yasemin Bozkurt'a yeniden hoşgeldin diyorum. Bu kez penceresinin hiç kapanmaması dileğiyle...
Yayın tarihi: 20 Eylül 2007, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/09/20/gny/haber,B84B30EC4F1243AD9A0F0C9C4241B67C.html
Tüm hakları saklıdır.