Hâlâ demokrat olamadık

Yargıtay 8. Ceza Dairesi, "Azınlıklar ve Kültürel Haklar" raporunu hazırlayan Prof. İbrahim Kaboğlu ile Prof. Baskın Oran'a "halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçundan verilen beraat kararını bozdu. Yargıtay,
"Alt kimlik, üst kimlik ayrımı, eleştiri ve düşünce özgürlüğü sınırlarını aşar" dedi.
Kaboğlu ve Oran, Türk Ceza Kanunu'nun 216. maddesinden yargılandılar. Bu maddeye göre, "Halkın, ... ırk, bölge ... bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine, kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde cezalandırılır."
Oysa, iki profesör, bırakınız halkın bir kesimini diğerine düşman etmeyi, birlikte yaşama imkânlarını araştırmıştı. Herkesin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı üst kimliğinde birleştiğini söylemiş, bu çerçevede vatandaşlık tanımından "Türk" ifadesinin çıkarılmasını talep etmişti. Nitekim, yeni anayasada da, "Türkiye Cumhuriyeti'ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür" yerine, "Türkiye Cumhuriyeti'ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkese, din ve ırk ayırt etmeksizin Türk denir" cümlesi yer alacak.
Tayyip Erdoğan'ın, Kaboğlu ve Oran'a benzeyen ifadeler kullanması bir yana, Yargıtay 8. Dairesi'ne göre Atatürk bile suçlu ilan edilebilir.
Atatürk, 1 Mayıs 1920'de, bakın ne demişti:
"Meclis-i âlinizi teşkil eden zevat yalnız Türk değildir, yalnız Çerkez değildir, yalnız Kürt değildir, yalnız Laz değildir. Fakat hepsinden mürekkep anasırı İslâmiye'dir, samimi bir mecmuadır."