YD
yaz boşluk bırak mesajını yaz 4122'ye gönder.
SMS:
?YD
Anayasa
Tartışmaları izliyoruz, izliyorsunuz...
"Aman ne kadar iyi" diyen çok...
"Hayır hayır, kötü" diyen de çok... Ancak "katılımı" soracak olursanız...
İşte o yok.
Bir konuyu "sakin sakin tartışma kültürü" ise...
Zaten yok.
Öyleyse "ne olacak şimdi?"
"Yeni anayasa olayından" bahsediyoruz.
Prof. Ergun Özbudun'u tanırız.
25 yıldır "bu konularla yatar, bu konularla kalkar."
"Arkadaşlarıyla" bir taslak ortaya koydu.
Kıyamet koptu.
Prof. Özbudun ve arkadaşları değil de "başka bir profesör ve onun arkadaşları" bir taslak hazırlasalardı, kimsenin şüphesi olmasın "aynı kıyamet" yine kopacaktı.
Yine "çok iyi" diyenler çıkacaktı.
Yine "çok kötü" diyenler.
Ve yine "katılım" olmayacaktı.
Aslında ilk kez bir "sivil anayasa" şansı doğmuştu.
Ve de bunu "topluma mal etme" şansı.
Ama "nerede hata yapıldı" acaba?
Konuya "elitist yaklaşılması" mı hataydı?
Almanya 2'nci Dünya Savaşı'ndan sonra anayasa yaptı.
"Bütün partilerin ve sivil toplum örgütlerinin katılımıyla" yaptı.
Bu anayasa "2 Almanya' nın birleşmesi sırasında" biraz değiştirildi.
Yine "bütün partilerin ve sivil toplum örgütlerinin katılımıyla."
Bizde de "mesela" şöyle bir yol izlenseydi...
Çankaya seçiminden sonra "yerele ulusala" partilere, barolara, üniversitelere, TOBB'a, TÜSİAD'a, MÜSİAD'a, sendikalara, belli başlı sivil toplum kuruluşlarına, özetle "herkese" bir çağrıda bulunulsaydı...
"Nasıl bir anayasa" diye.
Her kesim "kendi alanında" bir hazırlık yapsaydı...
Veya her kesim "her konuda konuşsaydı..."
Sonra da Prof. Özbudun ve arkadaşları ya da "başka bir ekip" ortaya bir taslak koysaydı...
Sanırız "şimdiki kargaşa" yaşanmazdı.
Sözünü ettiğimiz yolun izlenmesiyle ortaya konacak taslak "şu anda tartışılan taslağın tıpatıp aynısı bile olsa" yine de "bir konsensüsün ürünü" diye algılanırdı.
Denebilir ki "öyle bir yolun izlenmesi halinde bölgesel toplantılar olurdu."
Varsın olsun.
"İleri geri konuşmalar yapılırdı."
Varsın yapılsın.
Herkes "fikrini söyler, rahatlardı."
Şimdi kafalar "fazlasıyla karışık."
Tartışmalar "keskin."
Olay "kamplaşmaya doğru" gidiyor.
Yapılacak iş "tartışmalara bir süre ara vermek... Soğutmak."
Sonra da toplumun yüzde 80-90'ının "işte benim anayasam" diyeceği bir çalışmayı başlatmak.
Tabii
"yola çıktık bir kere, ara vermeyiz, geri dönmeyiz" de denebilir.
Ama
"yol alınamaz." Enerji ve zaman kaybedilir. Göreceğiz, göreceksiniz.
Yayın tarihi: 17 Eylül 2007, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/09/17//haber,0E4C06C1B453479C8FF34072D9F03594.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.