Boyuna posuna bakıp da küçümsenecek bir meyve değil kivi. Lezzeti şeftali, çilek, kavun aromalarının ilginç bir sentezi. Antioksidanlar, C ve E vitaminleri ile potasyum açısından çok zengin olduğu gibi, lifli yapısı da bağırsak sistemine çok yararlı. 100 gramında 70 miligram C vitamini var. Bir başka özelliği de sert etleri yumuşatmakta kullanılması. Bir kivi ortadan kesilip etin üzerine sürüldüğünde ya da soyulup çatalla püre haline getirdikten sonra etin üzerinde yayılıp 10-15 dakika kadar bekletildiğinde, içerdiği enzimler en sert etleri bile yumuşacık yapıyor. Bütün bu özellikleri, kiviyi, ilk kez üretildiği Yeni Zelanda'da koyundan sonra en fazla gelir getiren ihracat ürünü haline getirmiş. Yılda 80 milyon sandık kiviyi bütün dünyaya satan bu ülkenin kazancı, yılda 200 milyon doları buluyor. Ülkemizde de bir gövde üzerinde bin civarında meyvenin olgunlaştığı kivi bitkisi, 1980'lerin sonlarından itibaren Karadeniz bölgemizde yetiştiriliyor ve çok iyi sonuçlar alınıyor. Artık bizde de kivi, bugün sofraların, pastacılık sektörünün vazgeçilmez meyvesi. Benim onu 1960'larda yüklü bir para ödeyerek ilk kez tattığım günden bu yana fiyatı çok ucuzladı, taneleri irileşti ve en önemlisi artık gündelik hayatımızda tıpkı kavun, karpuz, elma gibi her zaman manavlarda gördüğümüz meyveler arasına girdi.
Yayın tarihi: 16 Eylül 2007, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/09/16/pz/haber,B4E6965069C14B90B1CDB5BB126594BE.html
Tüm hakları saklıdır.