İki ay önce filandı. Önce uçakta fark ettim. Ön koltukta oturan kadın fosur fosur sigara içiyor! Ben mi yanılıyorum diye ikinci kez baktım. Sonra bir daha baktım. Dördüncü bakışımda vücudumu daha bir öne atıp, kaşlarımı kaldırarak ve yamuk ve acı bir gülümseme yaparak: "İnsaf artık! Uçakta sigara mı içiyorsunuz? 70'li yıllarda mıyız? Pes!" ifadesi verdim yüzüme! Kadın hiç oralı olmadı! Hostesin geçerken kendisine attığı anlayışlı gülücük, beni iyice sinirlendirdi. "Çık çık çık..."larıma başlamak üzereydim ki, hostes bana da bir gülücük atıp, bilgiç ifadeyle "Sanal sigara," dedi! Sanal derken? Bu aslında iki boyutlu bir görüntü müydü yani? Sigara içen kadın hologram mıydı? Değilmiş! Yeni çıkan bu dalga, sigarayı bırakmaya yönelik bir aletmiş. İçine çekiyorsun, vücuda belli bir miktarda nikotin veriyor. Pili sayesinde ucundan da duman gibi su buharı çıkıyor. Farklı filtreleri var, yavaş yavaş nikotini azaltarak sigarayı bırakıyorsun. Görüntü, ağızlıklı sigara gibi. Hatta purosu ve piposu bile var. Kısa zamanda icat patlama yaptı ve şehir hayatının bir parçası haline geldi. Cihangir ve Nişantaşı kafeleri, ağızlıklı sanal sigarayı tüpte şokella gibi emen sinirli insanlarla dolu artık! "Ne bu yahu?" diye sorduğunda bir yandan emip bir yandan cevap veriyorlar: "Şahane bir buluş. Süper. Ne dudak büküyorsun? Beğenmedin mi? Bana çok iyi geldi! Sigaranın aynısı! Nikotin ihtiyacını karşılıyor! Sigarayı bırakma sinirine son! Ne bakıyorsun?"
O BİTERSE SEN DE BİTTİN!
Sonra yüzlerinde ani bir panik ifadesi beliriyor: "Allah, yedeğim, yedeğim!" Ve çantalarında, ceplerinde sanal sigaranın yedek pilini, nikotin filtresini arıyorlar! Çünkü sigaran biterse bakkaldan alırsın, ama sanal sigaran biterse, sen de bittin! Türklerin en şahane özelliklerinden biri, alet ve makineler için, onları tasarlayanların bile aklına gelmemiş kullanım alanları yaratmaktır! Örneğin ütü, sadece Türkler tarafından saçı düzleştirmek ve otellerde üzerinde cızbız sucuk yapmak için kullanılır! Çin icadı sanal sigara da şimdiden farklı alanlarda hizmet veriyor bize! Örneğin, sigarayı bırakmak şöyle dursun, "Sigara içilmeyen alanlarda sigara içebilmek," gibi bir kullanım şekli var! Uçaklar, plazalar, sinemalar, elinde sanal sigarayla takılan, ayriyeten yasak bittiğinde, sözgelimi uçak indiğinde, öğle tatili olduğunda, filme ara verildiğinde, gerçeğini de yakıp tüttüren tiryakilerle dolu!
PROVADA ŞOKELLA TÜPÜ EMİLİYOR
Bizim dizinin oyuncu odasında sigara içmek yasak. Kalabalık bir günde reji asistanı gelip dumandan çağıracağı oyuncuyu içeride bulamayınca, böyle bir kural koyduk! Şimdi sigara tiryakisi olanlar, oyuncu odasında ezber geçerken, prova yaparken, 'şokella tüplerini' emiyor, çay arası verildiğinde dışarı çıkıp normal sigaralarını da içiyorlar! Böylece 24 saat nikotin alabilmenin mutluluğunu yaşıyorlar! Hak yemek istemem, birkaçı, hakikaten bu icatla sigarayı bırakma yolunda. Ne var ki, sigarayı beş yıl önce bırakmış bir arkadaşım, icadın pırıltısına kendini kaptırıp, hem sigara, hem puro, hem de piposundan almış ve vücudu nikotin ihtiyacı hissetmediği halde, bir nevi ciklet, tespih, stres topu muamelesi yaparak, tüttürüyor da tüttürüyor! Pek yakında sanalının kendisini kesmemesinden ve gerçek sigaraya geçmesinden endişe ediyoruz! Bu noktada bir itirafım var. Sanal sigaranın piposunu deneyip, elma aromalısını pek beğendim. Satın almayı düşünüyor, korkuyor, endişe ediyorum! Bir yandan da mucitlerden 'sanal içki', 'sanal baklava', 'sanal kaymak' ve neden olmasın, 'sanal tüpte şokella' bekliyorum. Ve bu konuda, gündem ve döneme uygun, çıkacak ilk polemiği şimdiden haber veriyorum size: Sanal sigara oruç bozar mı? Hadi bakalım, uğraşın durun!
Yayın tarihi: 16 Eylül 2007, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/09/16/pz/birsel.html
Tüm hakları saklıdır.