"
YATTIĞIM yerde, yavaş yavaş ruhumun bedenimden ayrıldığını hissetmeye başladım! Tavana doğru yükseldiğimde, yatakta yatan kendi bedenimi üst açıdan gördüm! Yavaşça, süzülerek pencereye gittim. Pencereyi açıp, dışarı çıktım. Uçarak bizim sokağı, caddeleri geçtim! Yüzümde rüzgârı hissettim. Bununla da kalmadım, New York'a gittim! Gökdelenlerin arasında uçtum, Özgürlük Heykeli'nin etrafında dolaştım, heykele dokundum! Müthiş bir astral seyahatti!" Böyle ifadeleri muhakkak bir yerlerde okumuş, parapsikoloji konulu belgesellerde seyretmişsinizdir! 'Astral seyahat' adı verilen, kişinin bedeni dışında ve bilinçli şekilde başka mekânlara yaptığı yolculuk olarak tanımlanan fenomeni, kül yutmaz bilimadamları araştırmış! Beni sinirlendiren bir konudur astral seyahat! Yattığın yerden hiç zahmetsiz, uça uça, ne bileyim Beyoğlu'nda gezmeye, sevgilinin evine, efendime söyleyeyim Maldiv Adaları'na yüzmeye filan gitmek, sonra da bunu ballandıra ballandıra anlatmak, bizim gibi sıradan fanilere haksızlık! Madem astral seyahat diye bir şey var, biz niye yapamıyoruz! Parası neyse verelim veya tekniği neyse öğrenelim! Yok! Bu parapsikolojik deneyimi yaşayanlar, seçilmiş insanlar havalarına girip, tecrübelerini sırıta sırıta anlatıyor, tekniğini de şöyle açık açık, adamakıllı, detaylarıyla aktarmıyorlar! Ne var ki, Londra Üniversitesi ve İsviçre Federal Teknoloji Enstitüsü uzmanları da benim gibi merak etmişler ki, konuyu araştırmaya karar vermişler! Bu 'fenomen'i anlamak için de 'sanal gerçeklik' kavramını kullanmışlar. Varsayım, astral seyahat zannedilen şeyin, aslında beyindeki dokunma ve görme merkezleri arasındaki bağlantı kopukluğundan meydana geldiği... Gönüllü deneklerin gözlerine sanal gerçeklik gözlükleri takılmış. Aynı anda çekilen, kendilerinin üç boyutlu arkadan görüntüsü, gözlüklere verilmiş. Kamerada çekilen görüntüde, deneklerin sırtlarına kalemle dokunur gibi yapılmış. Bunu üç boyutlu olarak gözlükten seyreden deneklerin hepsi, onlara hiç dokunulmadığı halde, kalemi sırtlarında hissettiklerini iddia etmişler! Ayrıca kendilerini arkadan seyrettiklerinde, fiziksel bedenlerinden çıktıklarını hissettiklerini dile getirmişler! Başka bir araştırmada ise sanal gerçeklikte, üç boyutlu tehlikeli bir durumun içindeymiş görüntüleri seyrettirilen deneklerin vücutları, gerçek bir tehlikedeymiş gibi tepkiler vermiş! Yani sadece 'görülen' veya görüldüğü iddia edilen şeyler, beyni, dokunma hissinin de dahil olduğu gerçek bir olay gibi kandırabiliyor! Uzmanlar, bu yeni bilgilere dayanarak, 'astral seyahat' şeklinde tanımlanan yanılsamaları, tehlike altında olma duygusunun, korkunun veya alkol, uyuşturucu gibi maddelerin tetikleyebileceğini söylüyorlar! Bu ne demek biliyor musunuz? Astral seyahati artık herkes gerçekleştirebilir! Çok gelişmiş bilgisayar oyunlarıyla, üç boyutlu ilüzyonlarla beyni ve vücudu kandırabilir, hakikaten gecenin bir yarısı, pijamalarınızla New York'a, Tokyo'ya gidebilir, Özgürlük Heykeli'ne dokunabilirsiniz! Beyin ve vücut, sadece gördüğüne inanıyor! Gördükleri gerçek olmasa bile! Eğer sanal gerçeklik sizi kesmiyorsa, para biriktirir, işten izin alır, uçak bileti ayırtır, otel bulur, gezersiniz! Ama doğrusu benim, bu iş yoğunluğunda yarım saatlik Paris, Tokyo, Maldiv Adaları yolculukları işime geliyor.
Yayın tarihi: 26 Ağustos 2007, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/08/26/pz/haber,980F1D97937E435DAE50F4696409D0A1.html
Tüm hakları saklıdır.