Unutulmaz bir aşk sahnesi!..

LOŞ ve tenha salonda ışıklar ara için yandığında, hemen arkamda oturan iki kızın sesini duydum..
"İki yıl önce Alaçatı'da size kitabınızı imzalatmıştık. Şimdi ayni salonda film seyrediyoruz. Ne mutluluk!."
"O mutluluk benim" dedim.. "Nasıl buldunuz filmi?.."
"Çok güzel" dediler.. Biri ekledi.. "Hele o dans sahnesine öldüm.."
Aşkın Kitabı / Being Jane belki unutulur ama, o sahneyi özellikle genç kızlar unutmayacak gerçekten.. Sinema tarihinin en romantik aşk sahnelerinden biri.. Üstelik içinde tek kelime yokken..
Jane, baloya sevdiği delikanlıyı görmek için gelir, her tarafta arar bulamaz. Sonra dans başlar.. Tam ortasında delikanlı birden tam karşısında belirir kızın.. Bakışırlar..
Filmle ilgili notları okuyorum çeşitli kaynaklardan.. Oynadığı her ülkenin her sinemasında genç kızların kalbi fena halde çarpmış bu sahnede.. Öyle yazıyorlar..
Anne Hathaway, Şeytan Prada Giyer ve Broadback Mountain filmlerinin güzel yıldızıydı. Burada olağanüstü. İlk defa izlediğim James McAvoy'a tüm dünya kızları bitmiş..
Ben filme bayıldım.. Jane Austen'e bayılırım zaten. Geçen yıl onun ayni adlı romanından uyarlanan Aşk ve Gurur / The Pride and Prejudice (Gurur ve Önyargı) filmini de bayıla bayıla izlemiştim. Bu film, o romanın yazılış öyküsü.. Çok kısa (41 yaşında kanserden öldü) ömrüne İngiliz ve dünya edebiyatının altı büyük romanını armağan eden Jane Austen'in gençlik yılları..
Bu filmdeki aşkı Lefroy'un Aşk ve Gurur'daki Darcy'ye ilham olduğunu çabuk fark ediyorsunuz.
Aşkın Kitabı'na genç kızların bayılacağını düşünüyorum.. Mutlak görmeliler.. Çünkü Aşkın Kitabı onlara müthiş bir yaşam öğüdü veriyor, Jane Austen üzerinden..
"Zamanından 200 yıl önde olan Jane, bir güzellik, zarafet, cazibe ve kendine güven sergiliyor. Gününün koşulları ve zorlamaları önünde eğilmiyor. Hepimiz bu cesarete sahip olmalıyız. Eğer mutluluğumuzun peşinde gitmek istiyorsak.." diyor bir Amerikalı kadın eleştirmen..
Being Jane, Jane olmak demek..
Jane olun genç kızlar..