kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 15 Eylül 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

'Cemre'yi kimseyle paylaşmak istemem'

-Başlangıçta beklentiniz neydi bu evlilikten, şimdi nedir? - C.B: Beklentilerimi fazlasıyla karşıladı. Büyük bir aşkla evlendik. Parasız evlendik. Aşkımız devam ediyor. Sonra çok çalıştık, paramız oldu, mutlu olduk, çok güzel bir hayat yaşadık, yaşamaya devam ediyoruz. Hayatta hiçbir zaman alamayacağım bir şey istemedim. İnsanların veremeyeceği bir şey de istemedim. Onun için her zaman mutlu oldum, çünkü hep ne istediğimi bildim.

- Hiç kocanızın sizi kırdığı, ağlattığı zamanlar olmadı mı? - C.B: Çok duygusal değilimdir. Eşit bakarım. Mesela 'o beni aldattı mı' hikâyesi değil, onun "Cemre beni aldattı mı?" diye düşünmesi lazım. Çünkü 20 sene yüzde 90'ı erkek olan bir ortamda, NATO'da çalıştım. Onun için Mehmet Ali'nin telaş etmesi gerekirdi, telaş gerekiyorsa hayatta.

- Eşinizi kıskanır mısınız? Bu kıskançlık belli etmekle mi kalır sadece? Yoksa kavgalar çıkaracak düzeye kadar yükselir mi? - M.A.B: Çok kıskanç değilimdir ama Cemre'yi paylaşmak istemem. Evliliğimizin bu kadar uzun sürmesinin hikâyesi, arkadaşlıktan başlıyor. Çok didişen iki iyi arkadaşız. Kimseyle konuşamayacağım, kimseye söyleyemeyeceğim şeyleri anlattığım, karşılığında da "Ya şöyle yaparsan daha iyi olur," dediğinde genellikle doğru çıktığı için çok güven duyduğum bir arkadaş.

- Kocanız Türkiye'nin en popüler, en yakışıklı, en karizmatik insanı seçildiği dönemde ilişkiniz nasıldı, Birand'ın 'en' dönemlerini siz içinizde nasıl yaşadınız? - C.B: Birlikte bir 'en' devri geçirdik. O kendini hep bildi. Bu 'en' devirlerinde Brüksel'de yaşıyorduk. Mehmet Ali geliyordu Türkiye'de 'en'leri yaşıyor, sonra Brüksel'e döndüğünde ev adamlığına devam ediyordu. - M.A.B: Constantinopolis beni kışkırtamadı. O yaşlarda burada yaşıyor olsaydım, belki olabilirdi.