kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 15 Eylül 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Handan Türker'in yaşadığı evin bahçesi bir hayvan barınağını andırıyor.

Hasta kedi bırakmayın, uyutulur!

NESLİHAN TUNÇ
Moda'daki evinin bahçesinin cami avlusuna dönmesinden şikâyetçi olan Handan Türker, kedi bırakanların önüne geçmek için şaşırtıcı yöntemlere başvuruyor..
İLİŞKİLİ HABERLER
Hasta kedi bırakmayın, uyutulur!
Kadıköy Cemal Süreyya Sokak'taki bir apartmanın önünden geçerken, evin bahçesindeki ağaçlara özenle iliştirilmiş bir yazı dikkat çekiyor. "Buraya bırakılan kediler, bilhassa hasta yavrular uyutulmaktadır. Günahı bırakanların boynuna..." Tabii bu yazıyı okuyup da, "Burada neler oluyor?" diye meraklanmamak elde değil. Bu eski apartmanda ya kedilerden nefret eden birileri yaşıyor ya da gerçekten hayvansever birileri... Sokakta kedi bulan buraya getirmeye başlamış ve evin bahçesi cami avlusuna dönmüş. Buradaki hayvan dostları da çareyi böyle bir yazı yazmakta bulmuşlar. Apartmana biraz daha yaklaşıp bahçesine göz atınca, ikinci ihtimal biraz daha kuvvetleniyor. Çünkü içi mama ve su dolu kapların yer aldığı bahçede, 10-15 kedi bulunuyor. Hepsinin de keyfi gayet yerinde. O sırada iki de köpek çıkıp geliyor. Bize şüpheli şüpheli bakıyorlar. İşte o sırada ikinci kattan bir hanım, "Buyurun, kime bakmıştınız?" diyor hafif sinirli bir şekilde. Biz de gazeteci olduğumuzu ve bu yazıların kim tarafından yazıldığını merak ettiğimizi söylüyoruz. "Ben yazdım," diyor ve camı kapatıp yanımıza iniyor. İlk başta çekinip, ürktüğümüz Handan Türker'le biraz sohbet ettikten sonra, inanılmaz bir hayvansever olduğunu öğreniyoruz. Türker, evinde dört, bahçesinde 31 kedi ve iki köpeğe baktığını, doğal olarak daha fazlasını istemediğini söylüyor: "Buradaki kedi ve köpeklerin hepsi kısırlaştırıldı ve aşılı. Bütün kedilerim kısır. Sürekli getirip buraya kedi bırakıyorlar. Ben de artık dayanamadım ve bu yazıları yazdım. Bizim insanlarımız sürekli günaha girer ama 'günahı boynuna' lafından çok etkilenir. Yani caydırıcı olsun diye böyle yazdım." Sokak hayvanlarını korumak için yıllarca derneklerde de görev yaptığını belirten Türker, en iyi çözümün kısırlaştırma olduğu görüşünde: "Bence sokaktaki bütün hayvanlar kısırlaştırılsın. Yurtdışından da o süslü hayvanlar gelmesin. Herkes kendi çevresindekileri kısırlaştırmalı. Ama herkes kedisini köpeğini başından atma derdinde. Ben de bu kadar hayvana bakmaktan çok hoşlanmıyorum ama ne yapayım, ölüme terk ediliyorlar."

DELİ SANIYORLAR
Handan Türker bahçedeki kedilerin hepsini isimleriyle çağırıyor. Kedilerin de onu çok sevdikleri her hallerinden belli oluyor. Türker, kedi sevgisi yüzünden mahallede kendisine deli gözüyle baktıklarını ve bu durumun kendisini çok eğlendirdiğini söylüyor: "Geçenlerde üç küçük çocuk geldi. Ben de onlarla gayet güzel konuştum. Herhalde anne babaları onları insan yerine koyup pek konuşmuyor olsa gerek, çocukların çok hoşuna gitti. Oturdular, sonra bir tanesi, 'Teyze burada bir deli kadın varmış,' dedi. 'O deli kadın benim,' dedim. Çocuklar şaşırdı." Bahçedeki kedilerin beslenmesi konusunda da şunları söylüyor Türker: "Bunlara çok para harcadığımı sanıyorlar. Biftek vermiyoruz ki. Kuru mama taraftarı da değilim. Kanat, tavuk ciğer pişirip suyuna makarna yaparım. Süt veririm. Bu benim bütçemi sarsmıyor." Türker'e gerçekten bahçeye bırakılan kedileri uyutup uyutmayacağını soruyoruz. Türker: "Bence hasta ve düzelmeyecek hayvan uyutulmalı. Ben uyutma taraftarıyım. 'Uyutma,' diyen alsın baksın. 'Sokağa bırak,' diyorlar. Bırakayım da açlıktan mı ölsün? Bugüne kadar uyutturduğum hayvanlar oldu. O kararı vermek çok acı bir şey ama o karar ancak sevgiyle verilir," diyor.
Haberin fotoğrafları