kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 15 Eylül 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Cumartesi SABAH 
REFİK DURBAŞ

Boğaz'da mehtap muhabbeti

Bir sonbahar akşamı, Celal Sahir Erozan, Tahsin Nahit, eşi Şefika Hanım ve kızları Mina Urgan, Selami İzzet Sedes'in eşi, yani Mehmet Rauf'un kızı Nihal Rauf Hanım ile daha birkaç kişi Viranbağ'da gece pikniğe giderler. Mehtaplı bir gecedir. Eşeklere binilip tura çıkılır. Maden'de denize girilir. Bir ara Şefika Hanım eşekle, eşi Tahsin Nahit yaya olarak giderlerken kavga ederler. Bunun üzerine Yahya Kemal, şu iki mısraı mırıldanacaktır: "Sahilde deniz kızları bize hep sine gerer / Şefikanım yaya ama yine Tahsin'e gerer." Geçen hafta cuma gecesi, biz de Ada'ya pikniğe değil, ama Aydın Boysan ile İstanbul Boğazı'nda oldukça keyifli bir geziye çıktık. A vitamini, B vitamini, E vitamini; bu gezide bir vitamin daha girdi hayatımıza: T vitamini. İnsanın yaşadığı yeri keşfetmesinin, bir anlamda kültür bilincini geliştirmesinin vitamini... Toplumların ve bireylerin bünyelerini korumak, güçlendirmek için nasıl çeşitli vitaminlere ihtiyacı varsa 'tarihi ve kültürel' bilinç için de bazı vitaminlere ihtiyacı olamaz mıydı? T vitamini, işte bu amaçla İstanbul ve çevresinde tarihi ve kültürel geziler düzenliyor. Bu gezide de İstanbul Boğazı'nı Aydın Boysan yaşama kültürü, ben de şiirlerle bezeyecektim. Gezi pusulasının güney yönünü Boysan çizdi; konu tabii rakı kültürü, çilingir sofrası, İstanbul meyhaneleriydi doğal olarak. Kuzey yönünü de başta Orhan Veli olarak şiirlerle ben... Boğaz'ın adına yaraşır Erguvan nam tekne, Beykoz önlerine demirlediğinde, mehtap da öpücüğünün serinliğini denizin mavi dudaklarına kondurmuştu. O gece, bizimle birlikte deniz de konuştu bu yüzden, mehtap da... Söz şiirden açıldı, parantezi yine şiirle kapayalım. Necip Fazıl'ın 30'lu yıllarda yayınladığı Ağaç, sağdan soldan birçok yazar ve şairin buluştuğu bir dergidir. Orhan Veli de bir gün Ağaç'a bir şiirini gönderir. Fakat Necip Fazıl, bu şiiri yayınlamadığı gibi, Orhan Veli istediğinde geri de vermez. Bunun üzerine Orhan Veli, Ağaç başlıklı bir şiir yazacaktır: "Ağaca bir taş attım Düşmedi taşım Düşmedi taşım Taşımı ağaç yedi Taşımı isterim Taşımı isterim..."