Yeni bir seçimin ardından 60. Cumhuriyet hükümeti de kuruldu ve hemen görev dağılımı yaparak güvenoyu aldı. Yeni Kültür ve Turizm Bakanımız şimdi Ertuğrul Günay... Günay'ın bir konuşmasını hatırlıyorum: "Galiba dünyada bir tek kitaplarla aram iyi. İhanet etmeyen bir tek onlar. Cemil Meriç'in
Bir Dünyanın Eşiğinde kitabını ve İdris Küçükömer'in külliyatını okuyorum. Herkesin aldığı gibi Orhan Pamuk'un kitabını aldım ama okumadım." Bakanlık koltuğuna oturmadan çok kısa bir süre önce de televizyonda gazetecilerin sorularını yanıtlarken, bir zamanlar okuduğu, ama bugün hâlâ çıkıp çıkmadığını bilmediği
Gösteri dergisinde eleştiriler sonrası 'boş zaman'larında sık sık sinemaya gittiğini belirtiyordu. Sinemaya, tiyatroya gitmenin, kitap okumanın 'boş zaman'lar işi olmadığı elbette bilir Sayın Günay, benim demem o değil... Hele de 68 Kuşağı'ndan biri olarak daha da iyi bilir... Ama yine de bir hatırlatmada bulunmak istiyorum.
Gösteri dergisi 80'li yılların gerçekten çok, çok iyi bir kültür-sanat dergisi idi. Şimdilerde aralıklarla da olsa yayınını sürdürüyor. Fakat günümüzde
Milliyet Sanat,
Sözcükler,
Varlık,
Evrensel Kültür,
Notos Öykü,
Hece,
Kitaplık ve adlarını sıralasam bu köşeyi aşan ve sayıları neredeyse 100'e ulaşan edebiyat dergisi yayını sürdürmekte...
KORSANIN KÖKÜNÜ KAZIYACAK MI? Okur olarak değil de, Bakan kimliğiyle Sayın Günay'ın bu dergilere ilgisini merak ediyorum. Bakanlık olarak kültür-sanat dergilerine nasıl bir ilgi gösterilecek? Devletin şemsiyesi altında bulunan opera ve bale, klasik Türk ve Batı müziği orkestraları ile tiyatroları özerk yapıları içinde, ödenekleri de artırılarak yaşamalarını hangi koşullar içinde sürdürecekler? "İçine tükürülmeyen" bir anlayışla kentler, kasabalar heykeller ile donatılacak mı? Müzelerimiz, kapılarındaki kilitler kırılarak halkın dolaşımına açılacak mı? Halk kütüphaneleri yeni kitap alımlarıyla zenginleştirilerek ve müzeler misali birer cazibe merkezi haline getirilecek mi? Atatürk Kültür Merkezi gibi kimi kentlerimizin simgesi olmuş yapılar "yıkılarak" değil, yenileri yapılarak kültür yaşamına katılacak mı? Korsan kitap yayınının kökü kazınacak mı? Mesela bizzat bakanlığın benden izin almadan korsan olarak bastığı, telif hakkını bırakın, bir tane dahi edinemediğim
Yüz Şair, Yüz Şiir gibi kitapların yayını bu dönemde de sürecek mi? Yayın hakkını 10 yıl süreyle devrettiği kitabının telif hakkını yayıncısından altı ay, sekiz ay sonrasında taksitlerle alan yazarların sorunlarına bir çözüm getirilecek mi? Yazar daha telifini almadan 'vergi' adı altında kesilen KDV, stopaj için ne düşünülüyor? Turizmcilerin KDV'sini yüzde 18'den 8'e düşürmeyi hedefleyen bakanlık yayıncılık alanında da kimi indirimlerden yana mı? Kültür-sanat alanında Türkiye Yazarlar Sendikası, Yayıncılar Birliği, Türkiye Yazarlar Birliği, Edebiyatçılar Derneği, PEN gibi yazar örgütleri ile bir araya gelinip görüş alışverişi yapılması, böylece kültürsanat sorunlarına çözümler düşünülüyor mu?
MERAK EDİYORUM... Bir de bunları merak ediyorum. Sayın Günay, bakan olarak müsteşarlarının hazırlamadığı ve içinden geçenleri anlattığı ilk konuşmasında "Bir tarihsel konutun yanına bir tarihsel yerleşimin içine çürük bir diş gibi yeni beton çok görkemli ama, bir binanın yapıldığını gördüğüm zaman yüreğime bir hançer saplandığını hep hissetmişimdir," demişti. Bu sözlerine katılmamak mümkün değil. Ama yine de sormadan edemiyorum: Sayın Günay, icraatında kuşkusuz "para getiren" turizmden yana olacak, fakat yukarıdaki soruların ışığında "para götüren" kültür ve sanata ne kadar, ne ölçüde, gereken ve gerekli önemi verecek? Merak ediyorum.
Yayın tarihi: 8 Eylül 2007, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/09/08/ct/haber,196A1BDE376348ED9EBA60BAA6CE3C8E.html
Tüm hakları saklıdır.