"Gül'ün türbanı AB için sorun değil"

Avrupa'da Türkiye'nin AB üyeliği karşıtlığına karşı bir araya gelen Bağımsız Türkiye Komisyonu (ICT) İstanbul'da basın mensuplarıyla bir araya geldi. Finlandiya eski Cumhurbaşkanı Martti Ahtisaari'nin başkanlığındaki heyet, 2008'in ilk yarısında yayınlamayı planladıkları ikinci rapor öncesi Türkiye'de yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Ahtisaari dışında Polonya eski Dışişleri Bakanı Bronislaw Geremek, Hollanda eski Dışişleri Bakanı Hans van den Broek, Avusturya Dışişleri Bakanlığı eski Müsteşarı Albert Rohan ve İspanya eski Dışişleri Bakanı Marcelino Oreja Aguirre'nin bulunduğu heyetin ilk raporu 30 bin adet basılmış ve internet sitesinden 100 bin kez indirilmişti. Heyet Başkanı Ahtisaari basın toplantısı sonrasında SABAH'ın sorularını da yanıtladı.

KÖŞK'TE TÜRBAN
* Yeni Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül'ün eşinin baş örtüsü takıyor oluşu AB için bir sorun teşkil eder mi?
Bu AB için bir sorun değildir. Baş örtüsü takmak ya da takmamak tamamen kişisel bir tercihtir ve kimseyi ilgilendirmez. Bu konuda endişe ve korkular varsa bunu Türk toplumu kendi içinde tartışmalıdır. Bunun çok kişisel bir konu olduğunu düşünüyorum. Tabii kimse kimseyi baş örtüsü takmaya zorlamadıkça.

* Türkiye'deki seçimle ilgili ne düşünüyorsunuz?
Seçim sürecinde ortaya anti-demokratik bir durum çıktığına dair bir rapor görmüş değilim. Türkiye demokratik bir ülke. Buna hiç kimsenin karşı çıktığını düşünmüyorum. Demokratik bir seçim süreci yaşandı. En çok oyu alan parti iktidara geldi.

* Türkiye'nin demokratik ve laik yapısıyla ilgili son dönemde birçok tartışma yaşanıyor. Siz bu konuda nasıl bir gözlemde bulunabilirsiniz?
Demokratik bir seçim yaşandı. Hala birçok reform yapılıyor. Anayasanızın üzerinde yeniden çalışmaya başladınız. Bu da son derece önemli bir gelişme.

* Yeni sivil anayasa çalışmaları için görüşünüz ne?
Eğer anayasa sivil, konu hakkında uzman bilim adamları tarafından hazırlanırsa çok iyi bir gelişme. Fakat tabii biz henüz anayasa taslağını görmüş değiliz. Yine de anayasanız hakkında çok az da olsa, duyduklarım iyi temellere dayanmış olduğunu gösteriyor.

* "Türkiye geriye doğru mu gidiyor?" endişesi hakkında ne diyebilirsiniz?
Herhangi bir ülkede her türlü gelişmesivil vatandaşların sorumluluğu altındadır. Bu kadar gelişmenin ardından öyle bir kaygıya gerek olmadığını düşünüyorum.