DÜNYANIN en büyük tenoru muydu?.. Tartışılır. Ama opera müziğini dünyaya tanıtan, nerdeyse milyarlara sevdiren Üçlünün en popüler olanıydı. Sağlıklı yaşasaydı, Pavarotti, Domingo ve Carreras üçlüsü daha ne büyük işler yapacaklardı, tahmin ediyorum..
1990'da, Dünya Kupası'nda, Roma'da patladılar. Ondan evvel adlarını sadece operaseverler bilirken. Ölümü dünyada matem yarattı. İçimizdeki "Türke sövmek" için her fırsatı değerlendirenlere de bizi aşağılamak için bir fırsat daha verdi..
Zamanında Türkiye'ye gelmiş. Bir gece sahneye çıkmış.. Ama biz dangalak Türkler onun değerinin farkına varmayıp, geri göndermişiz.. Günlerdir birbiri ardına bunu yazıyor, Türk lafından nefret edenler..
Halt!..
Pavarotti, Türkiye'ye geldiğinde, adı sanı olmayan, sıradan bile denmeyen biriydi. Köy düğünlerinde o zamanki parayla 50 dolara şarkı söyleyip geçinmeye çalışırdı. Bir tek gece La Boheme temsiline çıktı. Berbat etti ve bir daha çıkarılmadı. Gerçek bu..
Sonra harika bir solist oldu.. Çok çalışarak..
Süperstar diye yere göğe koyamadığımız Ajda Pekkan'ın ilk konserinde Adana'da domates yağmuruna tutulduğu gibi..
Olay, Ajda'yı da, Adana seyircisini de küçültmez. Tersine, Ajda'nın nerden nereye geldiğini anlatan harika bir başarı öyküsü olur. Gençlere örnek diye anlatılan..
Yayın tarihi: 12 Eylül 2007, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/09/12//haber,A9D13B02957A4D8280B941704E06BA06.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.