kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 12 Eylül 2007, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
MUHARREM SARIKAYA

Anayasa YÖK yolunda

Anayasa değişikliği de YÖK Yasası yoluna giriyor...
Nasıl ki hemen her kesim "YÖK Yasası değişmeli" derken, değiştirme yöntemindeki yanlış uygulama sonucu değişmez hale geldi...
Anayasa da aynı yola doğru ilerliyor.
Geçmişte, anayasanın değişmesi, daha demokratik, birey hakkının öne çıkarılması gerektiğini savunanlar dahi, bugün direnç gösteriyor. Daha önemlisi, eleştirilerin mevcut iktidarla bugüne kadar sorunu olmamış yargı organlarından gelmesi de boyutunu büyütüyor.
Bunlara neden yeni anayasanın hazırlanış yöntemi.
AK Parti, "Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi" ve "milletvekili seçimlerinin 4 yılda bir yapılmasına" ilişkin 21 Ekim'deki anayasa değişikliği referandumundan çıkacak sonucu arkasına alıp, direnci kırmayı deneyebilir.
Ancak, 21 Ekim sonucunun anayasanın tümünü kapsayacak referandum için zemin oluşturacağını kestirmek de zordur.

Devletin görevi
Hazırlanan taslakla ilgili eleştirilerden bir kaçını sıralarsak...
Örneğin, "Devletin Temel Amaç ve Görevlerine" düzenleyen anayasanın 5'inci maddesi...
Maddenin, "Devletin temel amaç ve görevleri, Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak..." diye başlayan bölümü taslaktan çıkmış.
"Kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak" diye devam eden bölüm kalmış.
Düzenlemeyle "birey hak ve hukukunun" öne çıkarıldığı bir anayasa öngörüldüğü söylenebilir.
Ancak, "bölünmez bütünlük, Cumhuriyet ve demokrasinin korunması" ile ilgili bir davada Anayasa Mahkemesi'nin neye göre karar vereceğini de belirlemek gerekir.

Kalemli örneği
Bir diğer örnek, taslağı hazırlayan Prof. Ergun Özbudun'un, arkadaşımız Nur Batur'a demecindeki, "TBMM Başkanı ve Genelkurmay Başkanı'nın da yargılanmasına olanak tanıyacaklarına" ilişkin sözleri.
Anayasada, Yüce Divan'da yargılanacaklar içinde bu iki makam sayılmıyor; bir düzenlemeye ihtiyaç duyulduğu öteden beri savunuluyor.
Ancak, eski Meclis Başkanı Mustafa Kalemli'nin Yüce Divan yerine Asliye Ceza'da yargılanıp beraat etmesiyle de bir teamül oluşmuş bulunuyor.
Örnekler artırılabilir...
Bu nedenle, eleştirilerin dirence dönüşmemesi için bir an önce Batı Avrupa'da uygulanan yönteme gitmek gerekir.
Yani, üniversiteler dahil, her kesimin katılımıyla farklı taslakların yaratılması, Meclis'te oluşacak Uyum Komisyonu'nda bunların tek teklif haline getirilmesi...
Uzun süre alabilir ama, sonuçta herkesin içine sindiği anayasa olur.
Bir daha da yamalı bohçaya dönmez.
NOT: Ankara dün Anafartalar Çarşısı felaketinden daha büyüğünü yaşamanın eşiğinden döndü. Polisin, bomba köpeklerinin bir gece otoparklarda dolaştırılması sonucu, 300 kilodan fazla TNT ve Amonyum Nitrat karışımı (İstanbul faciasında kullanılan) patlayıcı bulundu. Ankara'nın güvenli kent olmasının şifresi bu olayda da görüldüğü gibi basit; "zekice alınmış küçük bir tedbir..."
Ankara Emniyeti'ne de koca bir alkış...