Hayatının 40 yılını Beşiktaş'ta geçiren biri olarak lafımı baştan söyleyeyim; Evet...
Ben de Çarşı'yım!... Çünkü; Çarşı; bir yaşam felsefesidir. Çarşı; bir Beşiktaşlı duruşudur. Çarşı; rakibine sonsuz saygıdır. Çarşı; kişilere değil formaya duyulan aşktır. Çarşı; Beşiktaş'ın cesur kalbidir.
Şu tribün şiddetine gelince, bireysel davranışlar asla bir camiayı bir kurumu bağlamaz. Çarşı'yı hiç bağlamaz. Elbette sonu ölümle biten bir olayı ıskalamamak gerekir.
Ben Beşiktaş kongre üyesi olan Emniyet Müdürü Sayın Celalettin Cerrah'ın yerinde olsam, Beşiktaş Başkanı Sayın Yıldırım Demirören'e şu 5 soruyu sorarım; 1- Kongre öncesinde "Kapalı bizim, başkanlık senin..." diyen tribün liderleri ile hangi pazarlığı yaptın?
2- Hangi tribün liderlerine maaş bağladın?
3- Hangi tribün liderlerini, öteki liderlerden ayırıp Berlin ve Zürih'e özel uçakla götürdün, getirdin?
4- Hangi tribün liderlerini Ümraniye'de yemekli toplantıya çağırdın?
5- Hangi tribün liderlerine kombine verdin? Kaç paraya verdin? Kimlere ne kadar bilet dağıttın?
Bitti mi? Hayır...
Sayın Cerrah'a şunu da derim; Menajer Sinan Engin dosyasını yeniden aç ve oku. Sonra da şunu sor: Sen dedin ki 'Ben istersem İnönü'ye 150 tane pankart astırırım.' Bu pankartları kime ve nasıl astırırsın? Efendim!... Şu an ipler Sayın Cerrah'ın elinde. Görelim bakalım ne yapacak?
Yayın tarihi: 7 Eylül 2007, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/09/07//haber,7E0A1FA5BACF407D9E130BC44FBD03E2.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.