Futbol Federasyonu'nun Trabzon-Sivas maçı için verdiği skandal karara en ufak haklı bir gerekçe dahi bulabilmek mümkün değil. FIFA ve UEFA'nın kurallar kitapçığında açık olarak yazılı:
"Eğer seyirci sahaya girip, hakeme veya rakip oyunculara fiili müdahalede bulunursa, hangi dakikada olursa olsun maç tatil edilir, takım hükmen mağlup olur. Ayrıca raporlara göre de belli adetlerde seyircisiz oynama cezası verilir." Futbol Federasyonu; FIFA ve UEFA'nın kurallarını hiçe saymıştır. Ülkemizde bugüne kadar senelerdir çok yanlış kararlar verilmiş, çok haklar yenmiştir.
Ama bu son karar Avrupa kulvarı dahil başımızı her zaman ağrıtan, bir türlü çözemediğimiz stat anarşisini iyice körüklemek açısından futbolumuza inen çok ağır bir darbedir. Üzüntümün odak noktası da burada yatıyor. Geçen sezon Ali Sami Yen'deki derbide çıkan olaylar ve Galatasaray'a verilen 5 maç seyircisiz cezadan sonra Trabzon-Sivas maçı futbol terörüne darbe vurmak için büyük bir fırsattı.
DEMİRLEK'E ÜZÜLDÜM Danimarka-İsveç maçı ders alınacak bir örnektir. Orada da olay aynı Trabzon'daki gibi maçın son dakikasında meydana geldi. Bir tek seyirci sahaya girip, hakeme saldırmak istedi. Ensesinden tuttuğu anda futbolcular tarafından engellendi. Alman hakem topu alıp gitti ve maçı tatil etti. Karşılaşmadan sonra Danimarka Federasyon Başkanı
"Tüm spor dünyasından özür diliyoruz. Her türlü cezaya razıyız" dedi. UEFA'nın kararı, Danimarka hükmen mağlup ve 4 maç seyircisiz.
Ben beklerdim ki, sayın Nuri Albayrak Türk futbolunun kaosa sürüklenmemesi için sağduyulu davranıp, Danimarka Federasyon Başkanı gibi demeç versin. O zaman Albayrak tüm Türkiye'de övgüyle bahsedilen bir isim olurdu. Ama tam tersini yapıp federasyonu tehdit etti.
Bir diğer üzüldüğüm konu da hakem Bülent Demirlek'in düştüğü durum. Yüzde yüz doğru bir karar verdi ama günah keçisi olarak hakkında soruşturma açıldı. Eğer Bülent Demirlek, Avrupa'da maç yönetirken benzeri bir durum olsa, yarım saat sonra çıkıp 1 dakika maçı oynayıp bitirse, UEFA da onun hakemliğini bitirirdi. Bizde ise haklı olanın hakemliği bitirilmek isteniyor.
HİLMİ OK NEREDE? Federasyonun kararına medyanın tümünden sonra ilk ciddi tepki Vestel'den geldi. İş dünyamızın bu büyük şirketi federasyonun kararını protesto etmek için Manisa'dan sponsorluğunu çekti. Bu kararı herkesin ciddi biçimde düşünmesi lazım. Ancak ne yazık ki beklediğimiz yerlerden ses gelmiyor. Örneğin MHK Başkanı.
Sayın Hilmi Ok'u senelerdir tanırım. Kendisine büyük sevgim ve saygım var. Faal hakemlik hayatında bir cesaret sembolüydü. Anadolu'daki gerilimi yüksek, çok kritik maçlar dışında sayısız derbiler yönetti. Objektiflikten hiç şaşmadı. Aleyhte tezahüratlara sinirlenir, yüzü kıpkırmızı olur ama kesinlikle seyircinin istediği düdükleri çalmazdı. Avrupa'da da ülkemizi başarı ile temsil etti. Ardından yine aynı disiplin ve başarıyla MHK Başkanlığı yaptı.
Bu son olaydan sonra tanıdığım, inandığım Hilmi Ok'un o koltukta oturmasını içime sindiremiyorum. Bülent Demirlek'e yapılan haksızlığı mecburen kabullenmek, alışılmış Hilmi Ok otoritesini yok etmiştir. Zaten federasyonun bu kararı hakemleri eyyamcılığa itecek bir karardır. Bursa'da İsmet Arzuman'ın verdiği penaltı, karardan sonraki ilk haftada en canlı örnektir. Arzuman benzer pozisyondaki bir penaltıyı hiçbir büyük takım aleyhine çalmadı; çalmaz. Şimdi soracaksınız,
"Federasyondan niye ses gelmiyor?" diye.
Tehdit karşısında böyle bir karara imza atan federasyon hiç istifayı düşünür mü?
Yayın tarihi: 4 Eylül 2007, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/09/04//haber,4FC0E357C2D14E2E8286C16B7E88BC38.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.