Başörtüsü yasağının, hizmet
"alan" ı değil de hizmet
"veren" i kapsamasına itirazı olan yok gibi. Zaten, CHP karşı çıksa bile MHP'nin programında bu yasağın kaldırılması yer alıyor. Ayrıca, halkoyuna sunularak bir maddenin kabulü için sadece 330 oy yeterli. AK Parti 341 milletvekili ile bunun üstesinden tek başına gelebilir.
Artık,
"yerim dar" "yenim dar" mazereti kalmadı.
Tartışmalar iki benzer metin üzerinde cereyan ediyor
1) "Hiç kimse kılık kıyafetinden dolayı eğitim ve öğrenim hakkından alıkonulamaz." 2) "Eğitim ve öğrenim kurumlarında kılık kıyafet serbesttir." Malum, YÖK ek 17'nci maddeye göre, zaten
"üniversitelerde, yasalara aykırı olmayan her türlü kılık kıyafet serbest." Ama Anayasa Mahkemesi, 1991'de, yorum yoluyla
"bu serbestliğin, dini sebeple başın örtülmesini kapsamadığı" kararını verdi. Böylece,
"Anayasa Mahkemesi, iptal kararlarında, kanun koyucu gibi hareketle yeni bir uygulamaya yol açacak hüküm tesis edemez" şeklindeki Anayasa'nın 153'üncü maddesini ihlal etti. Üstelik, Anayasa Mahkemesi'nin sadece
iptal kararları, gerekçesiyle birlikte Resmi Gazete'de yayınlandıktan sonra bağlayıcıdır. Oysa,
Yüksek Öğretim Kanunu'nun ek 17'nci maddesi iptal edilmedi; yukarıda da belirttiğimiz gibi, Anayasa Mahkemesi
"yorum" yoluyla TBMM'nin yasağın kalkması yolundaki iradesini çiğnedi.
Bu yüzden, ek 17'nci maddenin tekrarı yerine, mutlaka,
"eğitim hakkının engellenemeyeceği" hususu benimsenmeli.
Yayın tarihi: 27 Ağustos 2007, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/08/27//haber,DF73B7E30869448DA884232D9648466F.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.