Şirince'den istek geldi, yaprak sarma makinesi için çalışıyorlar

İrili ufaklı 90 markanın satışta olduğu, toplam büyüklüğü 1 milyar doları aşan küçük ev aletleri pazarında, aynı ürünü düşük kâr marjlarıyla üretmektense yeni ürünler geliştirmeyi tercih eden şirketler, ev kadınlarını ve mutfakları izliyor. Türkiye'nin en eski markalarından Arzum'un Genel Müdürü Murat Kolbaşı, geçtiğimiz yıl Şirince'de gezerken sohbet ettiği Hatice Teyze'nin isteğini bir türlü unutamıyor: Elektrikli sarma makinesi yapsan, pek makbule geçer evladım.

* Son yılların en yaratıcı ürünü Türk Kahvesi Makinesi herhalde. Türk kahvesi makinesi ve bir de çay makinesi var. 1996 sonrasında yabancı markaların Türkiye'deki ağırlığının artmasıyla bizim bir Türk markası olarak şöyle bir politakamız oldu. Dedik ki dünyanın en büyük markaları geldi. Yerli marka olarak uluslararası markalar arasına nasıl gireriz diye düşündük. Tefal, Krups, Rowenta gibi devler var. Biz ondan sonra Türk mutfağına odaklandık. Çaycı oradan geliyor. Geçen yaz İzmir Şirince kasabasında dolaşıyoruz, çocuklar susadı, bir evin önünden geçiyoruz su verdiler. Ben de hiç Arzum'un adını telaffuz etmeden kapı önünde oturan yaşlı teyzeye sordum. Dedim ki 'Mutfağında ne olsa sevinirsin?' 'Ben' dedi 'Elektrikli sarma makinesi isterim evladım'. İşte bir mutfak tüyosu. Tahtakale'de falan var, ama manuel. Belli ki onları denemiş olmamış. Biz de aldık pazardan bir tane, inceledik. Üzerinde çalışıyoruz. Hayata geçirebilir miyiz bilmiyorum, çok teknik problemleri var ama bakıyoruz. Türk mutfağını sürekli inceliyoruz.

* Küçük ev aletleri geçmiş yıllara bakıldığında hiç zamlanmıyor, neredeyse ucuzluyor. Fiyat artışı olmadı, gerileme oldu. Çok hızlı değişiyor teknoloji. Ürünlerin alternatiflerini yapmak kolaylaştı. Eskiden sadece metal işlenirdi, şimdi plastiği şekillendirmeye başladık ki o devrim oldu. Plastiği şekillendirmek daha kolay olduğu için bu maliyetleri de düşürdü. Metalin alabileceği şekil sınırlıydı.