Sistem şu anda gençlerin 'ayağına basmıyor', ta ki...

- Zamanımızın ne kadar daraldığını fark etmiyor muyuz?
- Daralıyor. Çünkü dünyayı yaptıklarımızla mahvettik. Kendimizi, öldürerek mahvediyoruz. En ürkütücü olanı, nükleer silahlarımız var. Ama bence tür olarak, daha emekleme aşamasındayız. Bebek bile değiliz. Bu anlamda 10 bin yıl hiçbir şey değil. Bebeğin genellikle onu koruyan, "Parmağını ateşe uzatma," diyen annesi, babası vardır. Biz hem emekleme aşamasındayız hem nükleer silahlarımız var hem de "Aman dikkat et," diyecek annemiz, babamız yok. Şu dönemi atlatabilirsek, ki onun da çok uzun süreceğini sanmıyorum; tür olarak önümüz çok açık.

- Oluşmasını umut ettiğimiz 'dünya vatandaşı'nı ortaya hangi model çıkaracak peki?
- 'Dünya vatandaşlığı', özellikle gençler arasında internet aracılığı ile kuruluyor bile. Müthiş bir iletişim ağı var. Bu insanların hiçbir 'izm' ile ilgisi yok. Ciddiye almadıkları dünya düzeni onlar için iflas etmiş, meşruiyetini yitirmiş. Bunca açlık ve savaşlara rağmen düzen adına oynanan siyasi oyunlara, seçimlere, haberlere ilgi duymuyorlar.

- Oyunun farkındalar yani?
- Bu oyunun hiçbir yere gitmeyeceğini biliyorlar. Gençlerin seçimlerde oy oranı giderek azalıyor, TV seyretmiyor, gazete okumuyorlar. Düzen onları tavlamak için seçmen yaşını düşürüyor, haberleri eğlenceli yapıyor, sen misin demiyor. Dünyanın her tarafından, her dilden, dinden, ırktan milyonlarca genç, ekran başında birbirleriyle tanışıyor, duygularını, düşüncelerini, yaşadıkları dünyayı internet aracılığıyla paylaşıyor, yeni bir dil, yeni bir değerler sistemi yaratıyorlar. Gençler kendi dünyalarını kuruyorlar ve ilgisizler. Bunu yapma lüksüne sahipler. Vakitleri, bilgisayarları, internet kafeleri var. Dünyanın bu hali onlara da bir gün dokunacak, kapılarını çalacak. İşte o zaman, dünya çapındaki bu ağ bir biçimde harekete geçecek. Sistem şu anda onların ayağına basmıyor. Ama bu gidişle basacak. Bu savaşlarla, açlıkla... Hızla değişen yeni teknolojiler sonucu insan türünün tarihinde ilk defa, yaşlı nesiller, gençlerden öğrenme noktasına geldi. Yetişkinler teknoloji özürlü olmaya mahkûm. Ancak hâlâ yaşlıların egemenliği var günümüzde. Teknoloji gençlerin, yönetim ellerinden bir şey gelmeyen, dünyayı berbat eden yaşlıların elinde. Bu değişecek. Yerini gençlerin aldığı bir dünya kurulacak.